MAHKEMESİ: KADIKÖY 4. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİTARİHİ: 02/12/2008NUMARASI: 2006/168-2008/344Taraflar arasında görülen davada; Davacı, miras bırakan annesi S.S.’nin 3203 ada 128 parsel sayılı taşınmazdaki zemin kat 1 nolu bağımsız bölümün intifa hakkını üzerinde bırakarak çıplak mülkiyetini davalı oğlu A.’e temlik ettiğini, M. asıllı olup yaptığı evlilik nedeniyle aile tarafından dışlandığını, temlikin mirastan mal kaçırma amaçlı ve muvazaalı olduğunu ileri sürerek tapu iptal olmazsa tenkis isteminde bulunmuştur.Davalı, taşınmazın 1979 yılında yurt dışından gönderdiği paralar ile kendisi gelemediği için annesi adına alındığını belirterek davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, muvazaa olgusunun kanıtlandığı gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.Karar, davalı vekili tarafından süresinde temyiz edilmiş olmakla; Tetkik Hakimi raporu okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelendi, gereği görüşülüp düşünüldü.Dava tapu iptal ve tenkis isteklerine ilişkindir.Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiştir.Hemen belirtmek gerekir ki; tapu kaydına (zilyetliğe) dayanılarak açılan bir iptal davasında, ayrıca tescil isteğinde bulunulmamış olması iptal davasının reddi için başlı başına bir sebep teşkil etmez. Bu durumda mahkemece yapılacak iş, iptal isteminin tescili kapsamadığı gözetilerek davacıya, ayrıca tescil davası açması için imkan tanımak ve dava açılması halinde her iki dava birleştirilerek karara bağlanmaktan ibarettir. Değişik anlatımla sadece iptal davasının kabulüne ve tapunun iptaline karar verilmesi, tapulu bir taşınmazın sicil dışı (kayıtsız) kalması sonucunu doğurur ki, böyle bir uygulama, devletin bütün taşınmazların hukuki ve geometrik durumlarını belirleyerek sicile bağlama yolunda benimsediği-dolu pafta sistemi –genel ilke ile bağdaşmaz. Ne varki, davacı iptal değil, sadece tescil isteğinde bulunmuş ise Yargıtayın yerleşmiş ve kurallaşmış uygulamalarına göre, tescil isteği tapu sicilinde mevcut eski kaydın iptali isteğini de kapsadığı gözetilerek davacının ayrıca tapu kaydının iptalini de dava etmesine gerek yoktur. (YHGK 11.11.1983 Tarih, 981/8-80 Esas, 983/1162 Sayılı Kararı.)Hal böyle olunca, davacıya ayrıca tescil davası açması için önel verilerek dava açılması halinde her iki davanın birleştirilerek görülmesi ve hasıl olacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken yazılı olduğu üzere hüküm kurulmuş olması doğru değildir. Davalının bu yöne değinen temyiz itirazları yerindedir. Kabulü ile hükmün açıklanan nedenlerden ötürü HUMK’nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA, bozma nedenine göre sair hususların şimdilik incelenmesine yer olmadığına, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 16.4.2009 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.