Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 4427 - Karar Yıl 2009 / Esas No : 2257 - Esas Yıl 2009





MAHKEMESİ : DÜZCE 2. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİTARİHİ : 25/06/2008NUMARASI : 2003/574-2008/421Taraflar arasında görülen davada;Davacılar, 866 parsel sayılı taşınmazın paydaşı olduklarını davalı Telsim A.Ş.’nin bina ve arsasına haksız müdahale ederek binanın çatısına anten direkleri diktiğini, antenlerin montajı sırasında çatı ve tavan betonunun delinerek üst dairelerin iç kısmına akan sudan zarar gördüklerini, binanın giriş tarafına pano ve elektrik donanımları yerleştirildiğini ve donanımın çıkardığı sesten daire sahiplerinin zarar gördüğünü, kurulan baz istasyonu nedeniyle çevre ve bina sakinlerinin rahatsız olduklarını ileri sürerek, el atmanın önlenmesi,yıkım ve tazminat isteminde bulunmuşlardır.Davalılardan Telsim şirketi, haksız kullanımları olmayıp kira sözleşmesi bulunduğunu belirterek davanın reddini savunmuştur.Mahkemece, davalıların bir kısım maliklerle yapmış oldukları kira sözleşmesinin diğer davacılar bakımından bağlayıcılığı olmadığı ve davalıların kullanımının geçerli bir sebebe dayanmayıp haksız olduğu gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.Karar, davalılar vekilleri tarafından süresinde temyiz edilmiş olmakla; Tetkik Hakimi raporu okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelendi, gereği görüşülüp düşünüldü. Dava, çaplı taşınmaza el atmanın önlenmesi,yıkım ve tazminat isteklerine ilişkindir. Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiştir. Dosya içeriğinden, toplanan delillerden; çekişme konusu 866 parsel sayılı taşınmazın davacılar adına paylı mülkiyet üzere kayıtlı olduğu davalının taşınmazda kayıttan kaynaklanan bir hakkının bulunmadığı anlaşılmaktadır. Davacılar, davalı Telsim şirketinin taşınmaza baz istasyonu kurmak suretiyle haksız müdahale ettiğini ileri sürerek eldeki davayı açmışlardır. Mahkemece, Vodafone şirketine dava ihbar edilmişse de, dava ihbarı yada dahili dava yoluyla bir kimseye taraf sıfatı verilemeyeceği gibi, keza davalı Telsim şirketi ile Vodafone şirketi arasındaki ilişkinin araştırılması, yıkımı istenilen baz istasyonu ile ilgili hak, yetki ve sorumlulukların Vodafone şirketine geçtiğinin kabulü halinde HUMK'nun 186. maddesi gereğince işlem yapılması gerekeceği de kuşkusuzdur. Bilindiği üzere, dava açıldıktan sonrada sınırlayıcı bir neden bulunmadığı takdirde dava konusu malın veya hakkın üçüncü kişilere devredilebilmesi tasarruf serbestisi kuralının bir gereği, hak sahibi veya malik olmanın da doğal bir sonucudur. Usul Hukukumuzda da ayrık durumlar dışında dava konusu mal veya hakkın davanın devamı sırasında devredilebileceği kabul edilmiş HUMK.nun 186.maddesinde dava konusunun taraflarca üçüncü kişiye devir ve temliki halinde yapılacak usulü işlemler düzenlenmiştir. Söz konusu madde hükmüne göre iki taraftan biri dava konusunu (müddeabihi) bir başkasına temlik ettiği takdirde diğer taraf seçim hakkını kullanmakta dilerse temlik eden ile olan davasını takipten vazgeçerek davayı devralan kişiye yöneltmekte, dilerse davasına temlik eden kişi hakkında tazminat davası olarak devam edebilmektedir. Kendiliğinden (re'sen) gözetilmesi zorunlu bulunan bu usul kuralına göre, mahkemece diğer yana seçimlik hakkı hatırlatılarak davaya hangi kişi hakkında devam edeceği sorulmalı,sonucuna göre işlem yapılmalıdır. Hal böyle olunca, yukarıda açıklanan ilkeler doğrultusunda araştırma ve inceleme yapılması soruşturmanın eksiksiz tamamlanması has ıl olacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken yazılı olduğu üzere hüküm kurulmuş olması doğru değildir. Davalının bu yöne ilişkin temyiz itirazları yerinedir. Kabulü ile hükmün açıklanan bu yöne hasren HUMK.nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA, bozma nedenine göre sair hususların incelenmesine şimdilik yer olmadığına, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 13.4.2009 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.