MAHKEMESİ : ŞARKIŞLA ASLİYE HUKUK MAHKEMESİTARİHİ : 17/07/2013NUMARASI : 2012/240-2013/223Yanlar arasında görülen tapu iptali ve tescil davası sonunda, yerel mahkemece davanın, kabulüne ilişkin olarak verilen karar davalı vekili tarafından yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, Tetkik Hakimi raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü;Dava, vekalet görevinin kötüye kullanılması hukuksal nedenine dayalı tapu iptali ve tescil isteğine ilişkindir. Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiştir.Dosya içeriğinden ve toplanan delillerden; davaya konu 2220, 2227 ve 2230 parsel sayılı taşınmazların öncesinde tarafların mirasbırakanı A.. K.. adına kayıtlı iken 29.4.2008 tarihinde mirasçıları olan davacı, davalı ile dava dışı Selahattin ve Fatma'ya intikal ettirilerek aynı gün davacı Ömer ve dava dışı mirasçı Fatma'ya vekaleten dava dışı vekil Selahattin Kitir tarafından kendilerine ait payların tamamının kardeşleri olan davalı Halil'e temlik edildiği, davacının, vekilin vekalet görevini kötüye kullanarak dava konusu taşınmazları değerinden düşük bedellerle davalıya satış yolu ile devrettiğini, kendisine satış bedeli ödenmediğini, vekil ile davalının işbirliği içerisinde olduklarını ileri sürerek vekalet görevinin kötüye kullanılması nedeniyle eldeki davayı açtığı, davalının taleplerin zamanaşımına uğradığını, satış işleminin gerçek olduğunu ve bedelin vekile ödendiğini belirterek davanın reddini savunduğu anlaşılmaktadır.Bilindiği üzere, herkes iddiasını ispatla mükelleftir. 6100 sayılı HMK'nun 190. maddesi hükmü gereğince, ispat yükü, bu konuda özel bir düzenleme bulunmadıkça, iddia edilen vakıaya bağlanan hukuki sonuçtan hak çıkaran tarafa aittir. Somut olayda, mirasbırakanlar Abdurrahman ve Emine ile birlikte davacı ve diğer kardeşlerinin pek çok taşınmazı davalıya satış yolu ile temlik ettikleri, temlik işlemine esas alınan Kayseri 1. Noterliğince düzenlenen 27.10.1999 tarih, 16121 yevmiyeli vekaletnamenin daha önceki satış işlemlerinde de kullanıldığı, davalının alım gücünün bulunduğu, vekilin vekalet görevini kötüye kullanmakta ne gibi bir çıkarı olduğunun belirlenemediği, vekil adına herhangi bir taşınmaz kaydı bulunmadığı gibi hususlar birlikte değerlendirildiğinde davacının davasını kanıtlamaya yeter delil sunmadığı görülmektedir. Dinlenen tanık beyanlarından da dava dışı vekil Selahhattin Kitir'in vekalet görevini kötüye kullandığı hususu kanıtlanamamıştır.Bu durumda, davacının iddiasını ispat edemediği açıktır.Hal böyle olunca, davacının, iddiasını kanıtlayamadığı gözetilerek davanın reddine karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirmeyle yazılı şekilde hüküm kurulması doğru değildir. Davalı vekilinin, temyiz itirazları yerindedir. Kabulü ile hükmün açıklanan nedenlerden ötürü (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK'nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 26.02.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.