Kanun Detayı

Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 4398 - Karar Yıl 2008 / Esas No : 2732 - Esas Yıl 2008





MAHKEMESİ: KEMALPAŞA 2. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİTARİHİ: 13/06/2007NUMARASI: 2006/338-2007/162Taraflar arasında görülen davada;Davacı, miras bırakanı F.'nın adına kayıtlı 396 sayılı parseldeki 2/6 payını mirasçılardan mal kaçırma amacıyla muvazaalı olarak torunu olan davalıya temlik ettiğini ileri sürüp, davalı adına olan kaydın iptaline karar verilmesini istemiştir.Davalı, taşınmazın bedelini ödeyerek satın aldığını, temlikin muvazaalı olmadığını belirtip, davanın reddini savunmuştur.Mahkemece, davacının iddiasını ispatlayamadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.Karar, davacı vekili tarafından süresinde temyiz edilmiş olmakla; Tetkik Hakimi raporu okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelendi, gereği görüşülüp, düşünüldü. -KARAR-Dava, tapu iptal tescil isteğine ilişkindir.Mahkemece, davanın reddine karar verilmiştir.Hemen belirtmek gerekirki; tapu kaydına dayanılarak açılan bir iptal davasında, ayrıca tescil isteğinde bulunulmamış olması iptal davasının reddi için başlı başına bir sebep teşkil etmez.Bu durumda mahkemece yapılacak iş iptal isteminin tescili kapsamadığı gözetilerek davacıya, ayrıca tescil davası açmak için imkan tanımak ve dava açılması halinde her iki dava birleştirilerek karara bağlanmaktan ibarettir.Değişik anlatımla sadece iptal davasının kabulüne ve tapunun iptaline karar verilmesi, tapulu bir taşınmazın sicil dışı (kayıtsız) kalması sonucu doğurur ki, böyle bir uygulama devletin bütün taşınmazların hukuki ve geometrik durumlarını belirleyecek şecile bağlama yolunda benimsediği dolu pafta sistemi genel ikle ile bağdaşmaz.Nevar ki, davacı iptal değil, sadece tescil isteğinde bulunmuş ise Yargıtay'ın yerleşmiş ve kurallaşmış uygulamalarına göre, tescil isteği tapu sicilinde mevut eski kaydın iptali isteğini de kapsadığı gözetilerek davacının ayrıca tapu kaydının iptalini de dava etmesine gerek yoktur.(YHGK.11.11.1983 Tarih 1981/8-80 Esas 1983/1162 Sayılı Kararı) Hal böyle olunca, yukarıda açıklandığı üzere, davacıya ayrıca tescil davası açması için önel verilmesi, açıldığı takdirde her iki davanın birleştirilmesi, hasıl olacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken, yazılı olduğu üzere hüküm kurulmuş olması doğru değildir.Davacının bu yöne değinen temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün açıklanan nedene hasren HUMK.'nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, bozma nedenine göre diğer temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına,alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 3.4.2008 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.