Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 4336 - Karar Yıl 2014 / Esas No : 16656 - Esas Yıl 2013





MAHKEMESİ : SAKARYA 1. SULH HUKUK MAHKEMESİTARİHİ : 02/04/2013NUMARASI : 2012/1249-2013/343Taraflar arasında görülen ortaklığın giderilmesi, ecrimisil davası sonunda, yerel mahkemece ortaklığın giderilmesi isteği yönünden davanın açılmamış sayılmasına, ecrimisil yönünden ise davanın kabulüne, diğer davalı G. D. hakkında davanın reddine ilişkin olarak verilen karar davalı B.A. A. tarafından yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, Tetkik Hakimi . raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü;Dava, paydaşlar arasında ortaklığın giderilmesi ve ecrimisil isteklerine ilişkindir.Mahkemece, ortaklığın giderilmesi isteği yönünden HMK nun 150. maddesi uyarınca davanın açılmamış sayılmasına, ecrimisil yönünden ise davalı B.. A.. hakkındaki davanın kabulüne, diğer davalı G.. D.. hakkında davanın reddine karar verilmiş, hüküm davalılardan B.. A.. tarafından temyiz edilmiştir.Dosya içeriğinden ve toplanan delillerden; çekişme konusu 2 parsel sayılı taşınmazın kargir iki katlı ev ve arsa niteliği ile taraflar adına kayıtlı olduğu, yapılan keşif sonucu taşınmaz üzerinde 3 katlı bina bulunduğu anlaşılmaktadır.Davacı, taşınmazın uzun süredir davalılar tarafından haksız olarak kullanıldığını ileri sürerek eldeki davayı açmış, davalılardan B. A. ise tüm aşamalarda binanın 3. katını kullandığını, 1. ve 2. katları kullanmadığını belirtip husumet ve esas yönünden davanın reddini savunmuştur.Bilindiği üzere; paylı mülkiyette taşınmazdan yararlanamayan paydaş, engel olan öteki paydaş veya paydaşlardan her zaman payına vaki elatmanın önlenilmesi ve ecrimisil istiyebilir. Elbirliği mülkiyetinde de paydaşlardan biri öteki paydaşların olurlarını almadan veya miras şirketine temsilci atanmadan tek başına ortak taşınmazdan yararlanmasına engel olan ortaklar aleyhine ecrimisil davası açabilir. Ancak, o paydaşın, payına karşılık çekişmesiz olarak kullandığı bir kısım yer varsa, maddi zarar yoksa açacağı ecrimisil davasının dinlenme olanağı yoktur. Kural olarak, men edilmedikçe paydaşlar birbirlerinden ecrimisil isteyemezler. İntifadan men koşulunun gerçekleşmesi de, ecrimisil istenen süreden önce davacı paydaşın davaya konu taşınmazdan ya da gelirinden yararlanmak isteğinin davalı paydaşa bildirilmiş olmasına bağlıdır. Ancak, bu kuralın yerleşik yargısal uygulamalarla ortaya çıkmış bir takım istisnaları vardır. Bunlar; ecrimisil istenen taşınmazın (bağ, bahçe gibi) doğal ürün veren yada (işyeri, konut gibi) kiraya verilerek hukuksal semere elde edilen yerlerden olması, paylı taşınmazı işgal eden paydaşın bu yerin tamamında hak iddiası ve diğerlerinin paydaşlığını inkar etmesi, paydaşlar arasında yapılan kullanım anlaşma sonucu her paydaşın yararlanacağı ortak taşınmaz veya bölümlerinin belirli bulunması, davacı tarafından diğer paydaşlar aleyhine daha önce bu taşınmaza ilişkin, elatmanın önlenmesi, ortaklığın giderilmesi, ecrimisil ve benzeri davalar açılması veya icra takibi yapılması halleridir. Bundan ayrı, taşınmazın getirdiği ürün itibariyle de, kendiliğinden oluşan ürünler; biçilen ot, toplanan fındık, çay yahut muris tarafından kurulan işletmenin yahut, başlı başına gelir getiren işletmelerin işgali ve davaya konu taşınmazın kamu malı olması halinde intifadan men koşulunun oluşmasına gerek bulunmamaktadır.Bu nedenle, davaya konu taşınmazlar yönünden sayılan istisnalar dışında intifadan men koşulunun gerçekleşmesi aranacak ve intifadan men koşulunun gerçekleştiği iddiası, her türlü delille kanıtlanabilecektir. (Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 27.02.2002 gün ve 2002/3-131 E, 2002/114 K sayılı ilamı) Somut olaya gelince; her nekadar yerinde keşif yapılarak bilirkişiler dinlenmiş ise de; tarafların idida ve savunmalarının kanıtlanması için kendilerine delillerini bildirmeleri yönünde süre tanınmamış, dava konusu taşınmazın kimin tarafından kullanıldığı denetime olanak verecek şekilde saptanmamış, davalının savunmaları yeterince araştırılmamıştır.Hal böyle olunca; öncelikle taraflara delillerini bildirmeleri için usulüne uygun süre verilmesi, tüm delillerin toplanması, ondan sonra yukarıda açıklanan ilkeler doğrultusunda araştırma ve inceleme yapılması, tanık bildirilmesi durumunda usulüne uygun olarak davet edilerek keşif yerinde dinlenmesi, varsa çelişkilerin giderilmesi, taşınmazın kullanım durumlarının denetime olanak verecek şekilde saptanması, sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ile yazılı olduğu şekilde hüküm kurulması doğru değildir.Davalı B.. A..'ın temyiz itirazları yerindedir. Kabulüyle, hükmün açıklanan nedenlerle (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK'nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 26.02.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.