MAHKEMESİ: ŞİŞLİ 3. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİTARİHİ: 27/12/2007NUMARASI: 2007/440-2007/576Taraflar arasında görülen davada;Davacı, kayden maliki olduğu 7680 ada 10 parsel sayılı taşınmazına, dava dışı yüklenici A.. A...ile inşaat yapımı için sözleşme düzenlediklerini, ancak adı geçen müteahhidin kaçak inşaat yaparak, çatı katını da davalıya kaba şekliyle sattığını ve davalının da tam kat haline getirdiğini, çatı katından devamlı su sızıntısı yaptığını, gürültülerden de rahatsız olduğunu ileri sürüp, elatmanın önlenmesi ve yıkım isteğinde bulunmuştur.Davalı, çekişme konusu taşınmaz hakkında aynı sebebe dayalı olarak davacı tarafından önceden açılan davanın reddedilerek kesinleştiğini ve ortada kesin hüküm bulunduğunu, davacı ile dava dışı yüklenici arasındaki inşaat sözleşmesinin feshedilmediğini ve bu nedenle davanın dinlenemeyeceğini, çatı katından da su sızıntısının söz konusu olmadığını belirtip, davanın reddini savunmuştur.Mahkemece, davacı ile dava dışı yüklenici arasındaki kat karşılığı inşaat öszleşmesi ve gayrimenkul satış vaadi feshedilmedikçe, buna dayanılarak yapılan yüklenici ve davalı arasındaki gayrimenkul satış vaadi sözleşmesinin de varlığını sürdüreceği, bu durumda davalının haksız elatmasından sözedilemeyeceği gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiştir.Karar, davacı vekili tarafından süresinde temyiz edilmiş olmakla; Tetkik Hakimi raporu okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelendi, gereği görüşülüp, düşünüldü. -KARAR-Dava, çaplı taşınmaza elatmanın önlenmesi ve yıkım isteklerine ilişkindir.Mahkemece, davanın reddine karar verilmiştir.Dosya içeriği ve toplanan delillerden; çekişme konusu 7680 ada 10 parsel sayılı taşınmazın paylı mülkiyet üzere olduğu ve davacının dava dışı kişilerle birlikte taşınmazda paydaş bulundukları, davalının, davacının dava dışı yüklenici ile yaptığı kat karşılığı inşaat sözleşmesi sebebiyle inşaa edilen 9 ve 10 nolu bağımsız bölümleri, yükleniciden, gayrimenkul satış vaadi sözleşmesiyle edinmek suretiyle anılan yerleri kullandığı, kayıttan ve mülkiyetten kaynaklanan bir hakkının bulunmadığı anlaşılmaktadır.Hemen belirtilmelidir ki, çekişme konusu taşınmazda dava dışı kişilerin de paydaş bulundukları kayden sabittir. Yıkım istekli davalarda, binada kat irtifakı ya da kat mülkiyeti kurulmadığına göre, Türk Medeni Kanununun 684.maddesi hükmü gözetildiğinde yıkım istenilen taşınmazın tüm maliklerinin davada yer almasında zorunluluk vardır. Eldeki, davada, isteğin içeriğine göre paydaşlar arasında zorunlu dava arkadaşlığının bulunduğu, ancak paydaşlıktan kaynaklanan zorunlu dava arkadaşlarının davada yer almadığı görülmektedir. O halde, zemin üzerindeki yapının Türk Medeni Kanununun 684.maddesi uyarınca arzın mütemmim cüzü olması sebebiyle arzın mülkiyetine tabi olacağı, neticeten yapıda dava dışı paydaşların da bu kural gereğince haklarının bulunduğu tartışmasızdır.Hal böyle olunca, dava dışı paydaşlara da davada yer verilmek suretiyle taraf teşkilinin sağlanması, ondan sonra işin esasına girilerek bir karar verilmesi gerekirken, yazılı olduğu üzere hüküm kurulmuş olması doğru değildir. Davacının, temyiz itirazları yerindedir. Kabulüyle, hükmün açıklanan nedenlerden ötürü HUMK.'nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 3.4.2008 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.