Anasayfa /
İçtihat /
Yargıtay Karar No : 4271 - Karar Yıl 2015 / Esas No : 21104 - Esas Yıl 2014
Taraflar arasında görülen tapu iptali, tescil davası sonunda, yerel mahkemece davanın, reddine ilişkin olarak verilen karar davacı vekili tarafından yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, Tetkik Hakiminin raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü;-KARAR-Dava, 5737 sayılı Yasanın 30. maddesine dayalı tapu iptal ve tescil isteğine ilişkindir.Davacı Vakıflar İdaresi, çekişme konusu B.. A..E..Vakfından olan taşınmazın koruma kurulu kararı uyarınca korunması gerekli kültür varlığı olduğunu, ileri sürüp taşınmazın 5737 sayılı Yasanın 30. maddesi uyarınca vakfı adına tesciline karar verilmesini istemiş, yargılama sırasında tapu kaydının kamulaştırma nedeniyle kapalı olması nedeniyle yeniden ihyası ile vakfı adına tesciline karar verilmesi isteğinde bulunmuştur.Davalı; kendilerine husumet yöneltilemiyeceğini tescil koşullarının oluşmadığını bildirip davanın reddini savunmuştur.Mahkemece, kesin hüküm nedeniyle davanın reddine karar verilmiştir.Dosya içeriği ve toplanan delillerden; çekişme konusu 166 ada 1 parsel sayılı taşınmazın 07.10.1942 tarihinde kadastroca B.. A..E.. Vakfı adına tescil edildiği, İstanbul Yüksek Dereceli Hukuk Hakimliği’nin 19.07.1963 tarihli ve 1962/96 Esas, 1963/62 sayılı kararı ile kamulaştırma nedeniyle tapudan terkinine karar verildiği ve tapu kaydının kamulaştırma nedeniyle 02.10.1969 tarihinde kapatıldığı, İstanbul II Numaralı Kültür ve Tabiat Varlıkları Koruma Bölge Kurulu’nun 09.07.2008 tarihli kararı ile çekişme konusu taşınmazın korunması gerekli kültür varlığı olarak tescil edilmesine karar verildiği anlaşılmaktadır. Bilindiği ve 6100 sayılı HMK'nun 303.maddesinde düzenlendiği üzere maddi anlamda kesin hükümden sözedilebilmesi; diğer bir anlatımla yeni açılan bir davaya karşı o davanın daha önce kesin hükme bağlanmış olduğunun söylenebilmesi için, birinci dava ile ikinci davanın konusunun, taraflarının ve dava sebeplerinin aynı olması gerekir.Somut olayda; mahkemece kesin hüküm oluşturduğu belirtilen davanın davacı Vakıflar İdaresi tarafından davalı belediye aleyhine kamulaştırma hukuksal nedenine dayalı olarak açıldığı, eldeki davanın ise 5737 sayılı Yasanın 30. maddesine dayalı olduğu açıktır.O halde, her iki davanın hukuki sebepleri farklı olduğuna göre, kesin hükümden söz edilemeyeceği kuşkusuzdur.Hâl böyle olunca; dayanılan hukuki sebep gözetilerek iddia ve savunma doğrultusunda işin esasının incelenmesi ve sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme ile davanın reddine karar verilmiş olması doğru değildir. Davacının temyiz itirazı açıklanan nedenlerle yerindedir. Kabulü ile hükmün (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK'un 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 26.03.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.