Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 424 - Karar Yıl 2015 / Esas No : 22292 - Esas Yıl 2014





MAHKEMESİ : URLA SULH HUKUK MAHKEMESİTARİHİ : 14/06/2013NUMARASI : 2012/181-2013/448Taraflar arasında görülen tapu kaydında düzeltim davası sonunda, yerel mahkemece davanın, kabulüne ilişkin olarak verilen karar davalı tarafından yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, Tetkik Hakimi raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü; -KARAR- Dava, tapu kaydında yanlış yazılan kimlik bilgilerinin düzeltilmesi istemine ilişkin olup davacı, dava konusu 357, 358, 359 ve 363 parsel sayılı taşınmazlar üzerindeki ortaklığın giderilmesine karar verildiğini ancak satış için başvurduğunda paydaşlardan K.. A.. ve B..E..'un tapu kaydında soyisimlerinin yazılmadığını öğrendiklerini ileri sürerek taşınmazlarda paydaş olan Ata kızı Kıymet'in soyisminin “A..”, Yahya kızı Behriye'nin soyisminin de “E..” olarak düzeltilmesini istemiştir..Mahkemece, tapu kaydında paydaşların kimlik bilgilerinin yanlış yazıldığı gerekçesiyle davanın kabulüne dair verilen karar, davalı tarafından temyiz edilmiştir.Bilindiği üzere tapuda kayıt düzeltilmesi davasını, tapu maliki ile mirasçıları açabilir. Bunun yanı sıra 01.01.2002 tarihinde yürürlüğe giren Türk Medeni Kanununun 702. maddesinin son fıkrası gereğince ortaklardan her birinin topluluğa giren hakların korunmasını sağlayabileceği ve bu korumadan bütün ortakların yararlanabileceği öngörüldüğünden elbirliği mülkiyetinde, ortaklardan her hangi biri de tek başına tapuda miras bırakanla ilgili olarak düzeltme isteyebilir. Ayrıca bu davaların, bir başka dava nedeniyle verilen yetkiye dayanılarak açılması da mümkündür. Böyle bir yetki verildiğinde yetkiye dayanarak dava açan kişinin de aktif dava ehliyeti bulunduğu kabul edilirSomut olayda davacının, dava konusu taşınmazlar üzerindeki ortaklığın giderilmesine karar verildiğini ve Urla Sulh Hukuk Mahkemesi'nin 2009/7 sayılı satış dosyasında, satış işlemlerinin yapılabilmesi için dava açılmasının istendiğini bildirdiği ancak yargılama sırasında buna ilişkin herhangi bir yetki belgesinin dosyaya ibraz edilmediği, Dairenin 21/04/2014 tarihli ve 2013/20259 E., 2014/8202 K. sayılı geri çevirme ilamıyla, davacıya eldeki davayı açmak üzere yetki belgesi verilip verilmediğinin sorulması ve yetki belgesinin evrakına eklenmesi istendiği halde dosyada mübrez satış memurluğunun verdiği cevapta 2009/7 sayılı satış dosyasında yetki belgesine rastlanmadığının bildirildiği belirlenmiştir.Tüm dosya kapsamından davacının, eldeki davayı açması hususunda bir yetki belgesi bulunmadığı gibi tapu kaydında kimlik bilgileri düzeltilmek istenen kişilerin mirasçısı da olmadığı ayrıca dava konusu taşınmazlar üzerinde TMK'nun 702.maddesinin son fıkrası anlamında elbirliği mülkiyetinin de söz konusu olmadığı anlaşılmıştır.Hal böyle olunca, davacının aktif dava ehliyeti bulunmadığından davanın reddine karar verilmesi gerekirken yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde karar verilmesi doğru değildir.Davalının temyiz itirazları yerindedir. Kabulüyle hükmün açıklanan nedenlerle (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK'un 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, 15.01.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.