Kanun Detayı

Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 4235 - Karar Yıl 2013 / Esas No : 16643 - Esas Yıl 2012





MAHKEMESİ: ANDIRIN ASLİYE HUKUK MAHKEMESİTARİHİ: 02/07/2012NUMARASI: 2010/327-2012/171Yanlar arasında görülen elatmanın önlenmesi,yıkım davası sonunda, yerel mahkemece elatmanın önlenmesi isteğinin kabulüne, kal isteminin reddine ilişkin olarak verilen karar davacı tarafından yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, Tetkik Hakimi raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü; Dava, çaplı taşınmaza elatmanın önlenmesi ve yıkım istemlerine ilişkindir.Mahkemece, müdahale olgusunun keşfen belirlendiği gerekçesiyle elatmanın önlenmesi isteğinin kabulüne, taşınmazın elbirliği mülkiyetine tabi olduğu ve yıkım için tüm maliklerin birlikte dava açması gerektiği gerekçesiyle yıkım isteminin reddine karar verilmiştir.Dosya içeriği ve toplanan delillerden, çekişme konusu 746 parselin davacı ve dava dışı kişiler adına paylı mülkiyet üzere kayıtlı olduğu, davalıların taşınmazda ayni ve şahsi haklarının bulunmadığı anlaşılmaktadır. Bu durumda davanın kabul edilmiş olmasında bir isabetsizlik yoktur. Davalıların temyiz itirazları yerinde değildir. Reddine.Davacının temyiz itirazlarına gelince; bilindiği ve 21.06.1944 tarih ve 13/24 sayılı İnançları Birleştirme Kararında ve 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (TMK) 689. maddesinde düzenlendiği üzere paydaşların anlaşma ile dahi sınırlandırılamayacak hak ve yetkileri, 1. fıkrada “Paylı mülkiyet konusu eşyanın kullanılabilirliğinin ve değerinin korunması için zorunlu olan yönetim işlerini yapmak ve gerektiğinde mahkemeden buna ilişkin önlemlerin alınmasını istemek”, 2. fıkrada “Eşyayı bir zarar tehlikesinden veya zararın artmasından korumak için derhâl alınması gereken önlemleri bütün paydaşlar hesabına almak” şeklinde düzenlenmiş olup, paylı mülkiyette paydaşlardan birisi taşınmazın korunması amacıyla elatmanın önlenmesi davası açabilir. Bunun için tüm paydaşların birlikte hareket etmesi zorunlu değildir. Hal böyle olunca, davalıların davacı taşınmazına yapı yapmakta haklı ve geçerli bir nedenleri olmadığı gözetilerek yıkım isteminin kabul edilmesi gerekirken reddine karar verilmesi isabetli olmadığı gibi, mutlak olarak elatmanın önlenmesine karar verilmesi gerekirken pay oranında elatmanın önlenmesine karar verilmesi de doğru değildir. Davacının temyiz itirazları değinilen yönler itibariyle doğrudur. Kabulüyle hükmün açıklanan nedenlerden ötürü (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK.'nın 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 25.03.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.