Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 423 - Karar Yıl 2007 / Esas No : 12788 - Esas Yıl 2006





MAHKEMESİ : ÇERKEZKÖY ASLİYE HUKUK MAHKEMESİTARİHİ : 27/09/2004NUMARASI : 2003/46-458Taraflar arasında görülen davada;Davacı,davalı ile paydaş oldukları .parsel sayılı taşınmazda 1988 de kat irtifakı kurduklarını,davalının alınan ruhsatla payına isabet eden bölüme inşaat yaptığını ancak yükümlülüklerini yerine getirmeyip,kendisine isabet eden bölümdeki eski evi yıkmadığını ileri sürerek,elatmanın önlenmesi ve yıkım isteğinde bulunmuştur.Davalı,çekişmeli taşınmaza davacı ile tek katlı birer ev inşa ettiklerini,kendisinin 1988 yılındaki imar affından faydalanarak .katlı bina yaptığını,kat irtifakı kurulduğunu,davacının fiili durumu bozmak istediğini,tek katlı evin levazım bedeli ödendiğinde binayı yıkacağını ancak anlaşamadıklarını bildirmiştir.Mahkemece,davanın reddine karar verilmiştir.Karar, davacı tarafından süresinde temyiz edilmiş olmakla; Tetkik Hakimi raporu okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelendi, gereği görüşülüp, düşünüldü. -KARAR-Dava,paydaşlar arasında elatmanın önlenmesi ve yıkım isteğine ilişkindir.Mahkemece,davanın reddine karar verilmiştir.Dosya içeriğinden,toplanan delillerden davacı ve davalının 1/2'şer paydaş olduğu çekişme konusu 5 parsel sayılı taşınmaz üzerinde taraflara ait tek katlı ... ev ile davalıya ait 3 katlı bina bulunduğu,çap kaydında A kapısı zemin .ve ... nolu bağımsız bölümlerin davalı, B kapısı zemin ..ve .. nolu bağımsız bölümler bakımından davacı lehine kat irtifakı tesis edildiği ancak fiiliyatla davacı adına kayıtlı bağımsız bölümlerle irtibatlı herhangi bir yapının olmadığı anlaşılmaktadır.Davacı,davalının kat irtifakına göre payına düşen yere inşaatını yaptığını,kendisine isabet eden yerdeki davalıya ait tek katlı yapıyı davalının yıkmaması nedeniyle binasını yapamadığını,davalının aralarındaki anlaşmaya uymadığını ileri sürerek eldeki davayı açmıştır.Gerçektende paylı mülkiyet üzere olan taşınmazda taraflar adına kat irtifakı kurularak fiili durum yaratıldığı,bu durumda,davacıya isabet eden bölüm yönünden de taraflar arasındaki anlaşma gereğince fiili durumun korunması gerekeceği kuşkusuzdur. Esasen davacı,taşınmazdaki çekişmeli yapının asgari levazım bedelini ödemeyi kabul etmiş, davalı da tek katlı evini levazım bedeli ödendiğinde yıkacağını bildirmiştir.Hal böyle olunca,yukarıda belirlenen olgular gözetilmek suretiyle çekişmeli yapı yönünden belirlenecek asgari levazım bedelinin davacıdan alınarak,davalıya ödenmesi koşuluyla elatmanın önlenmesi ve yıkım isteğinin kabulüne karar verilmesi gerekirken yazılı olduğu üzere hüküm kurulmuş olması doğru değildir.Davacının temyiz itirazları yerindedir.Kabulüyle hükmün açıklanan nedenlerden ötürü H.U.M.K.'nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA,alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine,22.1.2007 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.