Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 4229 - Karar Yıl 2016 / Esas No : 16320 - Esas Yıl 2014





MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİTaraflar arasında görülen elatmanın önlenmesi ve ecrimisil davası sonunda, yerel mahkemece davanın kısmen kabulüne ilişkin olarak verilen karar davalı vekili tarafından yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, Tetkik Hakimi ...'ün raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü; -KARAR- Dava, çaplı taşınmaza elatmanın önlenmesi ve ecrimisil isteklerine ilişkindir. Davacı, paydaşı olduğu 289 parsel sayılı taşınmazın yaklaşık 2.500 m2 lik kısmını yirmi yıldır komşu 286 parsel sayılı taşınmazda paydaş (aynı zamanda halası) olan davalının tasarruf ettiğini, taşınmazda dava dışı paydaşlar (aynı zamanda kardeşleri) olan ...'in ecrimisil bedelinin tamamını kendisinin almasına muvafakatları olduğunu ileri sürerek elatmanın önlenmesine ve 2007 ila 2012 dönemleri için toplam 980,00 TL ecrimisile karar verilmesini istemiş; yargılama aşamasında 03.03.2014 tarihinde davalının 286 parsel sayılı taşınmazdaki payını paydaş ...'e devretmesi nedeniyle 6100 sayılı HMK. nun 125. maddesi gereğince elatmanın önlenmesi isteği yönünden seçimlik hakkını tazminata hasretmiştir. Davalı, zamanaşımı süresinin dolduğunu, paydaş davacının tek başına dava açamayacağını, 286 parsel sayılı taşınmazın diğer maliklerine de davanın yöneltilmesi gerektiğini, intifadan men şartının gerçekleşmediğini, her iki taşınmazda da tarafların paydaş iken 1996 tarihinde taksim yapıldığını ve taşınmazların uzun yıllardır aynı şekilde zemindeki sınırlar dahilinde kullanıldığını belirtip davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, elatmanın önlenmesi isteğinin tazminata çevrilmesi nedeniyle konusuz kaldığı gerekçesi ile bu konu hakkında karar verilmesine yer olmadığına; 2008 ila 2012 dönemleri için çekişmeli taşınmazdaki tecavüzlü kısmın tamamı üzerinden hesaplanan bilirkişi raporuna atfen davacının 1.006,62 TL ecrimisil hakkının bulunduğu tespit edilmiş ise de taleple bağlı kalınarak 980,00 TL ecrimisilin davalıdan tahsiline karar verilmiştir. Dosya içeriği ve toplanan delillerden; çekişme konusu 289 parsel sayılı taşınmazın paylı mülkiyet üzere ve taşınmazda davacı ... ile dava dışı ... 1/3 er oranda paydaş iken dava tarihinden sonra 06.02.2013 tarihli taksim işlemi neticesinde davacının tam kayıt maliki olduğu, komşu 286 parsel sayılı taşınmazda ise davalı 1/4 oranında paydaş iken payını diğer paydaş ...'e yargılama sırasında 03.03.2014 tarihli satış akti ile devrettiği, davalının davacıya ait taşınmazın 2440 m2’lik kısmını 286 parsel sayılı taşınmaz ile birlikte icara vermek suretiyle müdahale ettiği, yargılama aşamasında 286 parsel sayılı taşınmazdaki payını satışı ile beraber dava konusu 289 parseldeki tasarrufuna da son verdiği anlaşılmaktadır. Hemen belirtilmelidir ki; davalının paydaşı olduğu komşu 286 parsel sayılı taşınmazı satması 6100 sayılı HMK. nun 125. maddesinin uygulanmasını gerektirmeyeceği, davalının yargılamanın devamı sırasında davacıya ait taşınmazdaki tasarrufuna son verdiği saptanarak elatmanın önlenmesi isteği bakımından davanın konusuz kaldığı anlaşıldığına ve bu gerekçe ile sonucu itibariyle doğru olan elatmanın önlenmesi yönünden karar verilmesine yer olmadığına şeklinde hüküm kurulması ve buna bağlı olarak yargılama giderlerinin davalı üzerinde bırakılmış olması ve ecrimisile hükmedilmesi doğrudur. Davalı vekilinin bu yönlere değinen temyiz itirazları yerinde değildir. Reddine. Ne var ki, ecrimisil talep edilen dönemlerde davacı taşınmazda 1/3 oranında paydaş olduğuna göre ecrimisile payı oranında hükmedilmesi gerekirken tamamı üzerinden hüküm kurulmuş olması doğru değildir. Kabule göre de; davacı 2008-2009 dönemi için 170,00 TL, 2010-2011 dönemi için 220,00 TL ecrimisil talep ettiği, mahkemece yaptırılan bilirkişi incelemesi neticesinde 2008-2009 dönemi için 138,23 TL, 2010-2011 dönemi için 206,42 TL ecrimisil bedelinin belirlendiği bu durumda anılan dönemlere ilişkin ecrimisil tutarının davacının talebinin altında kaldığı halde talep gibi (davacı yararına fazla) ecrimisile hükmedilmesi de isabetsizdir. Davalı vekilinin bu yönlere değinen temyiz itirazı yerindedir. Kabulü ile yerel mahkeme kararının açıklanan nedenlerden ötürü (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK'un 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 06.04.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.