Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 4221 - Karar Yıl 2014 / Esas No : 17536 - Esas Yıl 2013





MAHKEMESİ : MUŞ 2. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİTARİHİ : 04/09/2013NUMARASI : 2013/101-2013/395Taraflar arasında görülen tapu iptali ve tescil davası sonunda, yerel mahkemece, davanın reddine ilişkin olarak verilen karar davacı tarafından yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, Tetkik Hakimi raporu okundu, açıklamaları dinlendi. Gereği görüşülüp düşünüldü. Dava, tapu iptali ve tescil isteğine ilişkindir. Mahkemece; davalının adı soyadı ve adresinin dava dilekçesinde bulunması zorunlu unsurlardan olduğu, dava dilekçesinde belirtilen adreste davalılar bulunmadıklarından dava dilekçesinin tebliğ edilemediği, bunun üzerine 6100 sayılı HMK'nin 119/2 maddesi uyarınca verilen kesin süre içerisinde davacının anılan eksikliği gidermediği gerekçesiyle HMK'nin 115/2.maddesi uyarınca dava şartı yokluğundan davanın usulden reddine karar verilmiştir. Dosya içeriği ve toplanan delillerden ; dava dilekçesinde davalıların adları, soyadları ve açık adreslerinin yazıldığı, dava dilekçesinde belirtilen Yarpuzlu Köyü Merkez/ MUŞ adresine gönderilen dava dilekçesinin muhtar Şazıl Kılıçaslan'ın “muhatap ismen tanınmıyor” yönündeki beyanı yazılarak tebligatların mahkemeye iade edildiği, mahkemece “2 haftalık kesin süre içinde davalıların TC numaraları ve açık adreslerinin bildirilmesi aksi takdirde davanın açılmamış sayılmasına karar verileceği (HMK'nnin 119/2 maddesi uyarınca) “açıklamasını içeren davetiyenin 11.4.2013 tarihinde davacı vekiline tebliğ edildiği, verilen süre içinde adres bildirilmemesi üzerine mahkemece yazılı şekilde karar verildiği, gerekçeli kararın dava dilekçesinde bildirilen adrese gönderildiği bu kez aynı muhtarın “muhatap ölmüştür” yönündeki beyanı yazılarak tebligatların bila ikmal iade edildikleri anlaşılmaktadır. 6100 sayılı HMK 119/1-b bendinde dava dilekçesinde davalının adresinin yazılması gerektiği belirtilmiştir.Aynı maddenin 2. fıkrasında " Birinci fıkranın (a), (d), (e), (f) ve (g) bentleri dışında kalan hususların eksik olması hâlinde, hâkim davacıya eksikliği tamamlaması için bir haftalık kesin süre verir. Bu süre içinde eksikliğin tamamlanmaması halinde dava açılmamış sayılır." hükmü bulunmaktadır. . Buna göre dava dilekçesinde davalının adı, soyadı ve adresinin bulunmaması durumunda eksikliğin tamamlanması için davacı tarafa bir haftalık kesin süre verileceği ve bu sürede eksikliğin tamamlanmaması durumunda davanın açılmamış sayılmasına karar verileceği belirtilmiştir.Davacı, HMK 119/1 maddesi içeriğine göre dava dilekçesinde bulunması gerekli hususlardan olan davalıların adreslerini belirtmiştir. Ne var ki belirtilen bu adrese çıkarılan tebligat parçası "muhatap ismen tanınmıyor" açıklamasıyla iade edilmiştir. Yerel mahkemece, dava dilekçesinde hiç adres bildiriminde bulunulmamış gibi HMK 119. maddesinin 2. fıkrası uyarınca davacı tarafa kesin süre verilmiş olması doğru değildir. Aksine düşünce, gerek Tebligat Kanunun tebligata ilişkin ilgili hükümlerini ( Teb.K. Md 10- 21- 25-28) gerekse Tebligat Kanununun Uygulanmasına Dair Yönetmeliğinin ilanen tebliğ ile ilgili 48 ve devamı maddelerini işlevsiz hale getirecektir. Açıklanan nedenlerle yerel mahkeme tarafından davalıların aile nüfus kayıt tabloları getirtilerek sağ iseler davalıların, ölmüş iseler mirasçılarının adresleri usulünce araştırılıp tespit edilerek bu adreslere tebligat yapılması, adreslerin tespit edilememesi durumunda ise 19/01/2011 günlü 27820 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan 6099 sayılı Tebligat Kanunu ve Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanunun 3. maddesiyle 7201 sayılı Kanun'un 10.maddesine 1. fıkradan sonra gelmek üzere eklenen "Bilinen en son adresin tebligata elverişli olmadığının anlaşılması veya tebligat yapılamaması halinde, muhatabın adres kayıt sisteminde bulunan yerleşim yeri adresi, bilinen en son adres olarak kabul edilir ve tebligat buraya yapılır." hükmüne göre işlem yapılması gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi bozmayı gerektirmiştir.Kabule göre de 6100 sayılı HMK'nin 119/2 maddesi uyarınca davanın açılmamış sayılmasına karar verilmesi gerekirken HMK'nin 115/2.maddesi uyarınca dava şartı yokluğundan davanın usulden reddine karar verilmesi de doğru değildir. Davacının temyiz itirazları yerindedir.Kabulü ile hükmün açıklanan nedenden ötürü (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK'nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 25.02.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.