Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 4193 - Karar Yıl 2007 / Esas No : 2424 - Esas Yıl 2007





MAHKEMESİ : YAZIHAN ASLİYE HUKUK MAHKEMESİTARİHİ : 30/11/2006NUMARASI : 2003/132-137Taraflar arasında görülen davada;Davacı, miras bırakanı H.... K..'ın mirasçılardan mal kaçırma amacıyla ..ile ..sayılı parsellerini tek erkek evladı olan davalıya ölünceye kadar bakma akti ile temlik ettiğini, temlikin muvazaalı olduğunu ileri sürüp, tapu iptal ve miras payı oranında tescil olmadığı takdirde tenkis isteğinde bulunmuştur.Davalı, miras bırakanın mal kaçırma amacının olmadığını, bakımını sağlamak için temlik ettiğini, edimini yerine getirdiğini belirtip, davanın reddini savunmuştur.Mahkemece, miras bırakanın yaptığı temliki işlemin muvazaalı olduğunun ispatlanmadığı, tenkis isteminin de zaman aşımına uğradığı gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiştir.Karar, davacı vekili tarafından süresinde temyiz edilmiş olmakla; Tetkik Hakimi 'nun raporu okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelendi, gereği görüşülüp, düşünüldü. -KARAR-Dava, muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı tapu iptal ve tescil, olmazsa tenkis isteğine ilişkindir.Mahkemece, davanın reddine karar verilmiştir.Dosya içeriği ve toplanan delillerden; tarafların ortak miras bırakanı H..K..'ın .. ve . sayılı parselini ölünceye kadar bakma akti ile davalıya temlik ettiği anlaşılmaktadır.Bilindiği üzere; ölünceye kadar bakıp gözetme sözleşmesi, taraflarına karşılıklı hak ve borçlar yükleyen bir bağıttır. (B.K.m.5ll).Başka bir anlatımla ivazlı sözleşme türlerindendir.Bu sözleşme ile bakım alacaklısı, sözleşme konusu malın mülkiyetini bakım borçlusuna geçirme; bakım borçlu suda bakım alacaklısına yasanın öngördüğü anlamda ölünceye kadar bakıp gözetme yükümlülüğü altına girer.(B.K.m.5l4).Hemen belirtmek gerekir ki, bakıp gözetme koşulu ile yapılan temliki işlemin geçerliliği için sözleşmenin düzenlendiği tarihte bakım alacaklısının özel bakım gereksinimi içerisinde bulunması zorunlu değildir. Bu gereksinmenin sözleşmeden sonra doğması,ya da alacaklının ölümüne kadar çok kısa bir süre sürmüş bulunması da sözleşmenin geçerliliğine etkili olamaz. Kural olarak bu tür sözleşmeye dayalı bir temlikinde muvazaa ile illetli olduğunun ileri sürülmesi her zaman mümkündür. En sade anlatımla muvazaa,irade ile beyan arasında kasten yaratılan aykırılık olarak tanımlanabilir.Böyle bir iddia karşısında, aslolan tarafların akitteki gerçek ve müşterek amaçlarının saptanmasıdır.(B.K.m.l8).Şayet bakım alacaklısının temliki işlemde bakıp gözetilme koşulunun değil de, bir başka amacı gerçekleştirme iradesini taşıdığı belirlenirse (örneğin mirasçılarından mal kaçırma düşüncesinde ise), bu takdirde akdin ivazlı (bedel karşılığı) olduğundan söz edilemez;akitte bağış amacının üstün tutulduğu sonucuna varılır.Bu haldede Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulu'nun l.4.l974 gün ve l/2 sayılı İnançları Birleştirme Kararı olayda, uygulama Miras bırakanın,ölünceye kadar bakıp gözetme karşılığı yaptığı temlikin muvazaa ile illetli olup olmadığının belirlenebilmesi içinde, sözleşme tarihinde murisin yaşı, fiziki ve genel sağlık durumu, aile koşulları ve ilişkileri,elinde bulunan mal varlığının miktarı,temlik edilen malın,tüm mamelekine oranı,bunun makul karşılanabilecek bir sınırda kalıp kalmadığı gibi bilgi ve olguların gözönünde tutulması gerekir. Somut olaya gelince; toplanan deliller yukarıda değinilen ilkelerle birlikte değerlendirildiğinde, miras bırakanın sahip olduğu mamelekinin bir bölümünü vermek suretiyle akit yapmaktaki amacını gerçekleştirebileceği halde, tüm mal varlığını teşkil eden iki parça taşınmazını oğlu olan davalıya temlik etmesi hayatın olağan akışına aykırı olduğu sonucuna varılmaktadır. O halde, temlikin kızları olan diğer mirasçılardan mal kaçırma amaçlı ve muvazaalı olduğu kabul edilmelidir.Hal böyle olunca, davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme ile yazılı olduğu üzere aksine hüküm kurulması doğru değildir.Davacının temyiz itirazları yerindedir. Kabulü ile hükmün açıklanan nedenden ötürü HUMK.'nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 16.4.2007 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.