MAHKEMESİ : GAZİOSMANPAŞA 1. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİTARİHİ : 01/12/2009NUMARASI : 2008/184-2009/502Taraflar arasında görülen davada;Davacı, üzerinde kendisine ait binalar olan ve paydaşı bulunduğu 166 ve 159 kadastral parsellerin yer aldığı çalışma bölgesinde Boğazköy Belediye Başkanlığınca yapılan imar uygulaması ile anılan parsellere karşılık 8 sayılı imar parselinin kendisine verilmesi gerekirken davalı adına tescil edildiğini, imar uygulamasının iptali için idari yargıda açtığı dava sonucunun beklenmesi gerektiğini ileri sürerek tapu kaydının iptali ile adına tesciline karar verilmesini istemiştir.Davalı, davanın haksız ve dayanaksız açıldığını, çekişmeli taşınmazı Boğazköy Belediyesi Encümen kararı ile iktisap ettiğini belirterek davanın reddini savunmuştur. Davanın kabulüne ilişkin olarak verilen karar, Dairece kısa karar gerekçeli karar çelişkisi nedeniyle bozulmuş, mahkemece bozmaya uyulmakla yapılan yargılama sonunda davanın kabulüne, İdare Mahkemesince iptal edilen imar uygulamasına göre taşınmazların uygulama öncesinde olduğu gibi eski hale iadesine karar verilmiştir.Karar, davalı tarafından süresinde temyiz edilmiş olmakla; Tetkik Hâkimi . raporu okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelendi, gereği görüşülüp düşünüldü.Dava, tapu iptal ve tescil isteğine ilişkin olup mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiştir.Dosya içeriği ve toplanan delillerden; çekişme konusu taşınmazın öncesini teşkil eden 159 ve 166 sayılı kadastral parsellerin paylı mülkiyet üzere olduğu ve her iki parselde de davacının 17.03.1987 tarihinde, davalının ise 07.01.1988 tarihinde pay satın aldığı, dava dışı çok sayıda paydaşın bulunduğu, anılan taşınmazların 2981 sayılı Yasanın 10/c maddesi uyarınca imar uygulamasına tabi tutulduğu; 159 ve 166 kadastral parsellerden 20 adet imar parseli oluşturulduğu, davacının anılan kadastral parsellerdeki payları gözetildiğinde 159 parselde ikinci, 166 parselde en büyük hissedar olduğu, imar uygulaması sonucu oluşan imar parsellerinden 4655 ada, 8 sayılı imar parselinin, kadastral parseldeki payına karşılık davalıya verildiği ve onun adına sicil kaydının oluştuğu, davacıya ise 159 parseldeki payına karşılık bitişiğindeki 4790 ada, 2 sayılı parselin verildiği, 166 kadastral parseldeki payına karşılık da 4654 ada, 2 sayılı parsel verilirken bir kısım payının da bedele dönüştürüldüğü, davacının anılan imar uygulamasının iptali istemi ile İstanbul 2. İdare Mahkemesinde 2001/570 Esas sayılı dava açtığı ve anılan İdare Mahkemesindeki davayı dayanak göstererek 4655 ada, 8 sayılı imar parselinden pay istediği davalı adına tescil edilen çekişme konusu 4655 ada, 8 sayılı imar parselinin dayanağı olan, Boğazköy Belediye Başkanlığı tarafından yapılan 09.04.1999 tarihli imar uygulamasının, davacı N. T.tarafından anılan belediye aleyhine İstanbul 2. İdare Mahkemesinde açılan dava sonunda 27.11.2002 tarih, 2001/570 Esas, 2002/1379 karar sayılı, derecattan geçmek suretiyle kesinleşen ilamla iptal edildiği anlaşılmaktadır.Bu durumda, davacının ancak hukuki dayanağı kalmayan ve yolsuz tescil durumuna düşen imar parselinin sicil kaydının iptali ile kadastral parselin geometrik ve mülkiyet durumuna dönülmesini istemesi gerekeceği tartışmasızdır.Ne varki, davacının isteği bu olmayıp hukuksal dayanağı kalmayan imar parselinden pay isteğine ilişkindir. Kaldı ki, çekişme konusu 8 sayılı imar parseli idarece alınan kararla davalıya verilmiş olmasına rağmen, idare tarafından imar parselinin dayanaksız kaldığı belirtilerek kararın infaz edilemediği de dosya kapsamıyla sabittir.Öyle ise yukarıda değinilen olgular ve ilkeler gözetildiğinde eldeki davanın dinlenilmesine olanak bulunduğu da söylenemez.Hal böyle olunca, davanın reddine karar verilmesi gerekirken yanılgılı değerlendirme ve yasal olmayan gerekçelerle yazılı olduğu üzere hüküm kurulmuş olması doğru değildir.Davalının, temyiz itirazı yerindedir. Kabulüyle hükmün açıklanan nedenlerle HUMK.'nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 12.4.2010 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.