Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 4120 - Karar Yıl 2014 / Esas No : 18036 - Esas Yıl 2013





MAHKEMESİ : İSTANBUL 7. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİTARİHİ : 19/02/2013NUMARASI : 2010/410-2013/57Taraflar arasında görülen itirazın iptali davası sonunda, yerel mahkemece davanın, kısmen kabulüne ilişkin olarak verilen karar davalı tarafından yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, Tetkik Hakimi B. E.'ın raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü;Dava, itirazın iptali ile icra, inkar tazminatı ödenmesi isteklerine ilişkindir.Mahkemece, itirazın kısmen iptali ile icra, inkar tazminatı isteğinin reddine karar verilmiştir.Dosya içeriği ve toplanan delillerden, 508 ada 77 parsel sayılı taşınmazın müstakilen davacı adına kayıtlı olduğu, davacının Beyoğlu 2. Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 2009/430 E., 2010/140 K., sayılı dosyasında davalının, 28/07/2004-28/07/2009 döneminde, çekişme konusu taşınmaza baz istasyonu kurmak suretiyle müdahale ettiği ve yaptığı itirazı haksız şekilde durdurduğunu ileri sürerek itirazın iptali davası açtığı, yargılama sonucu 27.080.00-TL üzerinden itirazın iptaline karar verildiği ve kararın derecattan geçerek kesinleştiği, bilahare davacının, Beyoğlu 3. İcra Müdürlüğü'nün 2010/26598 esas sayılı dosyasında 28/07/2009-28/06/2010 dönemine ilişkin işgal tazminatı olarak 8.800.00-TL üzerinden takip başlattığı, davalının itirazıyla takibin durması üzerine itirazın iptali ve %40 icra inkar tazminatı ödenmesi için eldeki davayı açtığı, yargılama sırasında işgalin sürdüğünü bildirerek İstanbul 13. Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 2011/681 E. 2012/525 K. sayılı dosyasında, davalı aleyhine elatmanın önlenmesi, kal ve eldeki davadan sonraki dönem için ecrimisil istemli davayı açtığı anlaşılmaktadır.Bilindiği üzere ecrimisil, kötüniyetli zilyedin geri vermekle yükümlü olduğu bir şeyi haksız olarak alıkoyması nedeniyle kayıt malikine ödemekle yükümlü olduğu en azı kira geliri, en çoğu ise mahrum kalınan gelir kaybı olan bir tür haksız kullanım tazminatıdır. Açıklanan bu tanıma göre, bir taşınmazı haksız olarak kullanan ya da başkasına kullandıran kişinin ecrimisille sorumlu olacağı açıktır.Somut olayda, eldeki davadan sonra İstanbul 13. Asliye Hukuk Mahkemesinde açılan 2011/681 E. 2012/525 K. sayılı davada yapılan keşif sonucu, alınan bilirkişi raporunda, davacıya ait taşınmazın çatısına monte edilmiş anten ile binanın yan bahçesinde, 43 parsel sayılı taşınmaz üzerinde GSM baz istasyonu bulunduğu bildirilmiştir. Bu durumda, GSM baz istasyonun dava konusu taşınmaz içinde bulunmayıp, bitişik 43 parsel sayılı taşınmaz içerisinde kaldığınının belirlenmesi durumunda baz istasyonunun işgal ettiği alanında ecrimisil hesabına katılmasının doğru olduğu söylenemez.Hal böyle olunca, İstanbul 13. Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 2011/681 E. 2012/525 K. ve Beyoğlu 2. Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 2009/430 E., 2010/140 K., sayılı dosyalarında yapılan keşif ve alınan bilirkişi raporları dikkate alınarak, mahallinde keşif yapılmak suretiyle davalıya ait tesislerin dava konusu taşınmazda kalıp kalmadığının, kalıyorsa ne kadarlık kısmının bu taşınmazda kaldığının belirlenmesi ve hasıl olacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde karar verilmiş olması doğru değildir. Davalı tarafın temyiz itirazları yerindedir. Kabulü ile hükmü(6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK'nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 24.02.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.