MAHKEMESİ : DENİZLİ 1. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİTARİHİ : 02/07/2013NUMARASI : 2011/216-2013/283Taraflar arasında görülen ecrimisil davası sonunda, yerel mahkemece davanın, kabulüne ilişkin olarak verilen karar bir kısım davalı tarafından yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, Tetkik Hakimi raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü;Dava, müstakilen ecrimisil istemine ilişkindir.Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiştir.Dosya içeriği ve toplanan delillerden, dava konusu 307 ve 308 parsel sayılı taşınmazların davacılar ve davacılar mirasbırakanı M. Y. D. adına kayıtlı olduğu, taşınmazlar üzerinde davalıların mirasbırakanı olan H. K.'un avlulu kerpiç ev yaparak 16 yıldır zilyet olduğuna dair şerh bulunduğu, davalılar ya da H. K.'un taşınmazlar üzerinde mülkiyet haklarının bulunmadığı, kök muris F. D.tarafından Denizli 4. Asliye Hukuk Mahkemesinin 1997/65 Esas sayılı dosyasında, .H K. aleyhine elatmanın önlenmesi ve ecrimisil istemli dava açıldığı, yargılama sonunda H. K.'un taşınmazlara müdahalesi sabit görülerek davanın kısmen kabulü ile binaların değerinin davacı tarafca davalıya ödendiğinde müdahalenin mennine ve ecrimisil isteminin kısmen kabulüne karar verildiği, kararın temyiz edilmeksizin 24/12/1997 tarihinde kesinleşmesi üzerine davacı tarafca taşınmaz bedellerinin mahkeme veznesine depo edildiği ancak Hüseyin Koç ve davalıların kullanımı sürdürdükleri anlaşılmaktadır.Bilindiği üzere ecrimisil, kötüniyetli zilyedin geri vermekle yükümlü olduğu bir şeyi haksız olarak alıkoyması nedeniyle kayıt malikine ödemekle yükümlü olduğu en azı kira geliri, en çoğu ise mahrum kalınan gelir kaybı olan bir tür haksız kullanım tazminatıdır. Açıklanan bu tanıma göre, bir taşınmazı haksız olarak kullanan ya da başkasına kullandıran kişinin ecrimisille sorumlu olacağı açıktır.Somut olayda, mahkemece yapılan keşif ve alınan bilirkişi raporlarından, dava konusu 307 parsel sayılı taşınmazda yer alan ve 22/09/2012 tarihli fen bilirkişi raporunda A harfi ile gösterilen bina ve eklentilerin davalı Musa, D harfi ile gösterilen bina ve eklentilerin davalı Süleyman, B harfi ile gösterilen bina ve eklentiler ile 308 parsel sayılı taşınmazda bulunan bina ve eklentilerin ise davalı Mustafa tarafından kullanıldığı belirlendiğine göre anılan davalıların kullandıkları yerlere isabet eden ecrimisil bedelinden sorumlu tutulması gerekirken fiilen kullanmadıkları yerlerdende sorumlu tutulmuş olmaları doğru değildir.Diğer taraftan, dava konusu 307 parsel sayılı taşınmazda bulunan ve fen bilirkişi raporunda C harfi ile gösterilen bina ve eklentilerin, yapılan keşif ve alınan bilirkişi raporlarında davalılar mirasbırakanı H. K. tarafından kullanıldığı belirtilerek tüm mirasçılar hakkında hüküm kurulmuş ise de H. K.'un 22/05/2008 tarihinde öldüğü tespit edildiğine göre, bu tarihten sonra söz konusu yerde mirasçıların kullanıma birlikte devam edip etmediği, mirasbırakan ve terekeye ait eşyaların burada kalıp kalmadığı kısacası bu yerin mirasçıların hakimiyetinde olup olmadığı saptanmaksızın H. K.'un ölümünden sonraki dönem için tüm mirasçıların sorumlu tutulmuş olması isabetsizdir.Hal böyle olunca, fen bilirkişi raporunda C harfi ile gösterilen kısmın Hüseyin Koç'un ölümünden sonra kim ya da kimlerin tasarrufunda olduğunun belirlenmesi, bilirkişilerden ek rapor alınmak suretiyle krokide dava konusu taşınmazlar üzerindeki yerleri fiilen kullananların, kullandığı kısma isabet eden ecrimisil bedelinin tespit edilmesi ve hasıl olacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde karar verilmiş olması doğru değildir. Bir kısım davalıların temyiz itirazları yerindedir. Kabulü ile hükmün (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK'nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 24.02.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.