Anasayfa /
İçtihat /
Yargıtay Karar No : 4102 - Karar Yıl 2013 / Esas No : 72 - Esas Yıl 2013
MAHKEMESİ : GÖKÇEBEY ASLİYE HUKUK MAHKEMESİTARİHİ : 08/03/2012NUMARASI : 2011/134-2012/48Yanlar arasında görülen tapu iptal tescil olmazsa tenkis davası sonunda, yerel mahkemece, davanın reddine ilişkin olarak verilen karar davacı vekili tarafından yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, Tetkik Hakimi raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü. Dava, muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı miras payı oranında tapu iptal ve tescil mümkün olmadığı takdirde tenkis isteğine ilişkindir. Mahkemece, sadece tenkis isteği yönünden değerlendirme yapılarak davanın hak düşürücü süreden reddine karar verilmiştir.Dosya içeriği ve toplanan delillerden; davacının miras bırakan R..K..'in oğlu olduğu, murisin çekişmeli 4 parsel sayılı taşınmazın tamamını 07.11.2001 tarihinde bağış suretiyle davalı oğlu O.. K..'e, 50 ve 65 parsel sayılı taşınmazdaki payını 20.02.2002 tarihinde bağış suretiyle davalı kızı I.. K..'e, 104 parsel sayılı taşınmazdaki payı ile 259 parsel sayılı taşınmazının tamamını 01.11.2001 tarihinde yine bağış suretiyle davalı oğlu D..K..'e temlik ettiği anlaşılmaktadır.Bilindiği üzere; uygulamada ve öğretide "muris muvazaası" olarak tanımlanan muvazaa, niteliği itibariyle nisbi (mevsuf-vasıflı) muvazaa türüdür. Söz konusu Muvazaada miras bırakan gerçekten sözleşme yapmak ve tapulu taşınmazını devretmek istemektedir. Ancak mirasçısını miras hakkından yoksun bırakmak için esas amacını gizleyerek, gerçekte bağışlamak istediği tapulu taşınmazını, tapuda yaptığı resmi sözleşmede iradesini satış veya ölünceye kadar bakma sözleşmesi doğrultusunda açıklamak suretiyle devretmektedir. Bu durumda, yerleşmiş Yargıtay İçtihatlarında ve l-4-1974 tarih 1/2 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararında açıklandığı üzere görünürdeki sözleşme tarafların gerçek iradelerine uymadığından, gizli bağış sözleşmesi de Medeni Kanunun 706, Borçlar Kanunun 213 ve Tapu Kanunun 26. maddelerinde öngörülen şekil koşullarından yoksun bulunduğundan, saklı pay sahibi olsun veya olmasın miras hakkı çiğnenen tüm mirasçılar dava açarak resmi sözleşmenin muvazaa nedeni ile geçersizliğinin tespitini ve buna dayanılarak oluşturulan tapu kaydının iptalini isteyebilirler. Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 11.4.1990 gün ve 1990/1-152 gün ve 1990/236 sayılı kararında da vurgulandığı üzere davada dayanılan maddi olaylar bakımından birkaç hukuki nedenin bir arada gösterilmesinde ilke olarak usul ve yasaya aykırı bir yön yoktur.Somut olaya gelince; davacı öncelikle muris muvazaası nedeniyle tapu iptali ve tescil, olmadığı takdirde tenkis talebinde bulunmuş, bu isteklerden muvazaa nedeniyle iptal-tescil yönünden mahkeme kararının gerekçe ve sonuç kısmında herhangi bir değerlendirme yapılmamıştır.Hal böyle olunca; davacının öncelikli talebi olan pay oranında tapu iptal ve tescil isteği yönünden değerlendirme yapılarak evvela bu talep konusunda bir karar verilmesi; eğer muvazaa iddiasının reddi gerektiği kanaatine varılırsa bu durumda terditli olarak talep edilen tenkis isteği yönünden değerlendirme yapılması gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi hatalı olmuştur.Davacının temyiz itirazları yerindedir. Kabulü ile hükmün açıklanan nedenlerden ötürü (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK.'nın 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 21.3.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.