Kanun Detayı

Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 4100 - Karar Yıl 2014 / Esas No : 1508 - Esas Yıl 2014





MAHKEMESİ : VEZİRKÖPRÜ 1. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİTARİHİ : 26/03/2013NUMARASI : 2010/252-2013/43Taraflar arasında görülen ecrimisil davası sonunda, yerel mahkemece davanın, kısmen kabulüne ilişkin olarak verilen karar davalılar vekili tarafından yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, Tetkik Hakimi .raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü;Dava, paydaşlar arasında ecrimisil isteğine ilişkindir.Mahkemece, davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.Dosya içeriği ve toplanan delillerden; dava konusu 2 parsel sayılı taşınmazın, 1/2'şer payla Şaban ve A. S. adına, 12 parsel sayılı taşınmazın H S.., 13 parsel sayılı taşınmazın davalı R. Ö. adına, 17 parsel sayılı taşınmazın K..Ö. ve H. Ö. adına kayıtlı olduğu, taşınmazların tarafların mirasbırakanları Bilal ve V. Ö.'den taraflara intikal ettiği, davacının taşınmazlardaki paylarını 02.12.2009 tarihinde temlik ettiği, davacı Semra'nın paylarını davalılar Halil ve Recep'e satması hususunda 24.08.2009 tarihinde sözleşme yaptıkları anlaşılmaktadır.Bilindiği üzere; Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (HMK) 26. maddesi hükmü gereğince; hakim, tarafların talep sonuçlarıyla bağlıdır. Ondan fazlasına veya başka bir şeye karar veremez. HMK’nin 297. maddesinde mahkeme kararında hüküm sonucu ve yargılama giderleri birlikte varsa kanun yolları ve süresinin açıkça yazılmasının yine kararın hüküm sonucu kısmında gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin isteklerin her biri hakkında verilen hükümle taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların sıra numarası altında açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesinin zorunlu olduğu ifade edilmiştir . Bu biçim yargıda açıklık ve netlik prensibinin gereği olup, aksi halin yeni tereddüt ve ihtilaflar yaratacağında kuşku yoktur. Bir başka ifadeyle kamu düzeni ve yargıya güvenin tehlikeye düşeceği açıktır.Somut olayda, davacı dava dilekçesinde mirasbırakanlarının ölüm tarihinden taşınmazların satış tarihine kadar ecrimisile karar verilmesini istemiş, 12.12.2011 tarihli dilekçe ile 17 parsel sayılı taşınmazın birinci ve ikinci katlarında bulunan dairelerle ilgili olarak aralarında görülen ortaklığın giderilmesi davasının dava dilekçesinin tebliğ tarihinden 20.10.2009 tarihine kadar; zemin kattaki daire ile ilgili olarak mirasbırakanlarının ölüm tarihi olan 12.10.2006 tarihinden 20.09.2009 tarihine kadar; 12 ve 13 parsel sayılı taşınmazlarda bulunan dükkanlarla ilgili olarak 20.10.2009 tarihinde geriye doğru 5 yıllık ecrimisile karar verilmesini istemiştir. Davacının faizin başlangıç tarihine yönelik açık bir talebi de yoktur. Mahkemece dava harcının yatırıldığı ve dava tarihi olan 16.04.2010 tarihinden daha sonraki bir tarih olan 27.04.2010 tarihinden geriye doğru 5 yıllık dönem için ecrimisile hükmetmek suretiyle talep aşılmak suretiyle HMK'nin 26. maddesine aykırı davranılmıştır. Mahkemece, dönemler için hükmedilen ecrimisil miktarı ile toplam hükmedilen ecrimisil arasında miktar olarak farklılık bulunduğu, hükmedilen ecrimisil için dönem sonlarından faize hükmedildiği gibi ayrıca dava ve ıslah tarihinden itibaren de faize hükmedildiği, görülmüş bu şekilde HMK'nin 297. maddesine aykırı olarak hüküm kurulmuştur.Öte yandan; dava konusu 2 parsel sayılı taşınmazla ilgili olarak davacı ile davalıların 16.10.2009 tarihinde dava dışı Halit Başer isimli kişiye 2 parsel sayılı taşınmazda bulunan dükkanda kiracı olarak bulunduğu ve kira bedellerini ödemediği şeklinde ihtarname gönderdiği, dolayısıyla dava konusu 2 parsel sayılı taşınmazda bulunan dükkanda davalıların kullanımlarının olmadığı anlaşılmaktadır.Hal böyle olunca, mahkemece 12, 13 ve 17 parsel sayılı taşınmazlar yönünden HMK'nin 26. ve 297. maddelerine aykırı olarak hüküm kurulması, 2 parsel sayılı taşınmaz yönünden ise davanın reddine karar verilmesi gerekirken kabulüne karar verilmesi doğru değildir.Davalıların, temyiz itirazları yerindedir. Kabulü ile, hükmün açıklanan nedenlerden ötürü (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK'nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 24.02.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.