Anasayfa /
İçtihat /
Yargıtay Karar No : 4079 - Karar Yıl 2014 / Esas No : 16194 - Esas Yıl 2013
MAHKEMESİ : ANTALYA 5. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİTARİHİ : 30/04/2013NUMARASI : 2007/360-2013/178Taraflar arasında görülen ecrimisil davası sonunda, yerel mahkemece davanın, kısmen kabulüne ilişkin olarak verilen karar davacılar tarafından yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, Tetkik Hakimi raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü;Dava, ecrimisil isteğine ilişkindir.Mahkemece, U.. B.. ile D.. M.. aleyhinde açılan dava hakkında atiye terk nedeniyle karar verilmesine yer olmadığına, davalı Devlet Hava Meydanları İşletmesi Genel Müdürlüğü aleyhinde açılan davanın ise kısmen kabulüne karar verilmiştir.Hüküm, davacılar ile davalı D.. M.. tarafından temyiz edilmiştir.1-Toplanan deliller ve tüm dosya içeriği ile çekişme konusu 2400 parsel sayılı taşınmazın davacılar ile dava dışı şahıslar adına paylı mülkiyet üzere kayıtlı olduğu, söz konusu taşınmazın 1998 tarihinde davalı idare tarafından kamulaştırıldığı, davacılar tarafından kamulaştırma işleminin iptali istemi ile açılan dava sonucunda, Antalya 1. İdare Mahkemesinin 2000/728 Esas, 2003/1086 Karar sayılı ilamı ile 08.10.2003 tarihinde kamulaştırma işleminin iptaline karar verildiği, kararın derecaattan geçmek suretiyle 08.06.2007 tarihinde kesinleştiği, buna rağmen idarenin usulsüz olarak taşınmaza elkoyup, halen de kullanmaya devam ettiği, aynı taşınmaz hakkında dava dışı paydaşlar R.. A.., Reşit Aydemir ve Faruk Aydemir tarafından 24.04.2009 tarihinde ecrimisil istemiyle başka bir davanın açıldığı, yargılama sonucunda 29.12.2009 tarihinde davanın kabul edilerek davacılara ecrimisil ödenmesine karar verildiği, söz konusu kararın Yargıtay 3. Hukuk Dairesinin denetiminden geçtikten sonra kesinleştiği, saptanarak ecrimisil isteğinin kabul edilmesinde kural olarak bir isabetsizlik yoktur. Davalının temyiz itirazları yerinde görülmediğinden REDDİNE;2- Davacıların temyiz itirazlarına gelince,Yukarıda belirlendiği üzere, dava dışı bir kısım paydaşlar tarafından açılıp, Yargıtay incelemesinden geçmek suretiyle kesinleşen dava görülmekte olan bu dava yönünden güçlü delil niteliğinde olup, o dosyadaki tespit ve saptamalara itibar edilmesi gerekeceği kuşkusuzdur. Ne var ki, yerel Mahkeme o dosyada hükme esas alınan rapora dayanak olan emsalden farklı bir taşınmazı emsal kabul ederek sonuca gitmiştir.Hal böyle olunca; diğer paydaşlar tarafından açılan davadaki belirlemeler baz alınarak ve ÜFE uygulanmak suretiyle bilirkişilerden yeniden rapor alınıp, belirlenen bedele hükmedilmesi gerekirken 1010 ada, 3 parsel sayılı taşınmazı emsal kabul eden, 25.12.2012 tarihli rapor esas alınarak yazılı şekilde karar verilmesi doğru değildir.Davacıların, temyiz itirazları yukarıda belirtilen nedenlerle yerindedir. Kabulü ile, hükmün açıklanan nedenlerden ötürü (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK'nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 24.02.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.