MAHKEMESİ : OF ASLİYE HUKUK MAHKEMESİTARİHİ : 06/11/2013NUMARASI : 2007/320-2013/335Taraflar arasında görülen tapu iptali ve tescil davası sonunda, yerel mahkemece davanın, kabulüne ilişkin olarak verilen karar taraflarca yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, Tetkik Hakimi Ş.. H.. B..'ın raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü;-K A R A R- Dava, muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı tapu iptal ve tescil isteğine ilişkindir.Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiştir.Dosya içeriğinden ve toplanan delillerden; mirasbırakanın 12.04.1993 tarihinde öldüğü, mirasçı olarak davacı kız çocukları ile davalı oğlunu bıraktığı, kadastro işlemleri sırasında çekişme konusu 4196 sayılı parselin senetsizden, 3302 ve 3513 sayılı parsellerin ise tapu kayıtları esas alınarak davalı adına tespit ve tescil edildiği, bu iki parsele uygulanan tapularda mirasbırakanın paydaş iken paylarını kadastro öncesinde 29.08.1983 tarihinde satış suretiyle davalıya temlik ettiği, kalan payları davalının 3. kişilerden edindiği anlaşılmaktadır.Bilindiği ve yargısal uygulamada kararlılıkla ifade edildiği üzere, tapusuz taşınmazlar üzerindeki zilyetligin devrinden ibaret olan sozleşmeler hiç bir şekil şartı aranmaksızın geçerli olduklarından, bu şekilde devredilen haklar bakımından 01.04.1974 tarih gün 1/2 sayılı İnançları Birleştirme Kararı'nın uygulama yeri yoktur. Değişik ifadeyle, tapusuz taşınmazların mülkiyeti zilyetliğin devri suretiyle geçtiğinden, bu tür temliklerin muris muvazaasına konu yapılmaları mümkün değildir. Bu durumda 4196 sayılı parsel bakımından davanın kabul edilmiş olması doğru değildir. Öte yandan, 3302 ve 3513 sayılı parseller bakımından temlikin muvazaalı olduğu kabul edilerek tapu iptal ve tescile karar verilmiş olmasında kural olarak bir isabetsizlik bulunmamaktadır. Ne var ki, mahkemece anılan taşınmazların tümünü mirasbırakan satmış gibi iptal tescile karar verilmiştir.Hal böyle olunca, 4196 sayılı parsel bakımından davanın reddedilmesi, 3302 ve 3513 sayılı parseller bakımından mirasbırakanın kadastro öncesi davalıya sattığı paylar gözetilerek iptal tescile karar verilmesi gerekiren değinilen hususlar gözardı edilerek yazılı şekilde karar verilmiş olması doğru olmadığı gibi, talep olmadığı halde taşınmazlar üzerindeki binaların davalı tarafından yapıldığının kabul edilerek tapunun beyanlar hanesine şerh düşülmesine karar verilmiş olması da isabetsizdir.Taraf vekillerinin bu yönlere değinen temyiz itirazları yerindedir. Kabulü ile hükmün açıklanan nedenlerden ötürü (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK'nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, bozma sebebine göre tarafların yargılama giderlerine yönelik temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, 24.03.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.