MAHKEMESİ : ANKARA 1. SULH HUKUK MAHKEMESİTARİHİ : 09/07/2013NUMARASI : 2012/1410-2013/836Yanlar arasında görülen tapu kaydında düzeltim davası sonunda, yerel mahkemece davanın kabulüne ilişkin olarak verilen karar davalı vekili tarafından yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, Tetkik Hakimi raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü; Dava, tapu kaydında bulunmayan malik doğum tarihinin tescili isteğine ilişkindir.Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiştir. Hüküm, davalı idare vekili tarafından temyiz edilmiştir. Davacı, mirasbırakanı Şükrü Çelik'in kayden maliki olduğu 1100,1712, 1335 ve 1716 parsel sayılı taşınmazların sicil kayıtlarında malikin doğum tarihinin bulunmaması nedeniyle tapu müdürlüğünde işlem yapılmadığını ileri sürerek eldeki davayı açmıştır. Hemen belirtmek gerekir ki; taşınmazların kadastro tespiti ya da tapuya tescili sırasında mülkiyet hakkı sahibinin isim, soyisim, baba adı gibi kimlik bilgilerinin kayda eksik ya da hatalı işlenmesi, kayıt düzeltme davalarının kaynağını oluşturur. Keza, "Mülkiyet Hakkının Tescili" başlıklı 22.07.2013 tarihli ve 2013/5150 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı ile yürürlüğe konulan Tapu Sicil Tüzüğü'nün 28. (18.05.1994 tarihli ve 94/5623 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı ile yürürlüğe konulan Tapu Sicil Tüzü??ü'nün 25.) maddesinde kütükte bulunması zorunlu bilgiler; malikin adı, soyadı, baba adı, edinme nedeni, tarih ve yevmiye numarası olarak belirlenmiştir. Görülüyor ki; bunların arasında malikin doğum tarihi yer almamıştır. Dolayısıyla, tapu kütüğünde bulunması zorunlu olmayan nüfus bilgisinin ilavesi veya düzeltilmesi dava yoluyla istenemez. Şayet, tapunun tesciline dayanak yapılan işlemde düzeltimi gerektirir bir hata yapılmışsa, bu hata 2013 tarihli Tapu Sicil Tüzüğü'nün 75. (1994 tarihli Tapu Sicil Tüzüğü'nün 87.) maddesi uyarınca, ilgilisinin başvurusu üzerine o maddedeki koşullar araştırılarak, idarece düzeltilmelidir. Bu durumda mahkemece tapu kayıt malikinin doğum tarihinin düzeltilmesine karar verilmesi doğru değildir. Ancak gerekli araştırma ve incelemeler yapılarak tapu kayıt maliki ile davacı murisinin aynı şahıs olduğu yönünde tam bir kanaat oluştuğu taktirde "çoğun içerisinde az da vardır " kuralı gereğince davanın tespit davası olarak değerlendirilerek, kayıt maliki ile davacının murisi Şükrü Çelik'in aynı şahıs olduklarının tespitine karar verilmesi olanaklıdır.O halde, mahkemece davanın tespit davası olarak değerlendirilerek, sonucu uyarınca bir karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması doğru değildir. Davalı vekilinin temyiz itirazları yerindedir. Kabulüyle, hükmün açıklanan nedenlerden ötürü (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK.'nın 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, 24.02.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.