Kanun Detayı

Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 4023 - Karar Yıl 2009 / Esas No : 3120 - Esas Yıl 2009





MAHKEMESİ : İSTANBUL 7. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİTARİHİ : 16/12/2008NUMARASI : 2006/285-2008/269 Taraflar arasında görülen davada;Davacı, kayden paydaşı oldukları 6 parsel sayılı taşınmazı izale-i şuyun davası sonucu satın aldıklarını ve ödediklerini ancak idari yoldan tescilinin yapılamadığını ileri sürerek, anılan payın adlarına tescilini istemiştir.Mahkemece, davanın reddine karar verilmiştir.Karar, davacı tarafından süresinde temyiz edilmiş olmakla; Tetkik Hakimi raporu okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelendi, gereği görüşülüp, düşünüldü.Dava, tescil isteğine ilişkindir. Mahkemece, davanın reddine karar verilmiştir.Dosya içeriğine ve toplanan delillere göre, davacı idarenin 6 parsel sayılı taşınmazda paydaş olduğu, paydaşlar arasında görülen 9.Sulh Hukuk Mahkemesinin 1976/841 esas 1212 karar sayılı izale-i şuyuu davası sonucunda çekişmeli taşınmazın satışı suretiyle ortaklığın giderilmesine karar verildiği anlaşılmaktadır.Davacı, taşınmazı anılan dava sonucunda bedelini ödeyerek satın aldığını ve adına tescilinin idari yoldan gerçekleşememesi nedeniyle hükmen tesciline karar verilmesini isteyerek eldeki davayı açmıştır.Gerçekten de dava konusu taşınmazda davacı idare ile dava dışı kişilerin paydaş oldukları, bir kısım paydaşlar tarafından 23.6.1979 tarihinde açılan dava sonucu taşınmazın satışı suretiyle ortaklığın giderilmesine karar verildiği, izale-i şuyuu davasının 18.7.1979 da karara çıktığı dosya kapsamı ile sabittir.Davacının, ihaleye katılma konusunda 3.2.1981 tarih 5 nolu Meclis Kararı, 5.12.1980 tarihli tutanak ile anılan ihaleye katıldığı, İcra Müdürlüğünün 15.12.1980 tarihli Tapu Sicil Müdürlüğüne gönderdiği yazı ile de “ 6 parsel sayılı taşınmazın 15.12.1980 günü 1.271.000.000 lira karşılığında Vakıflar Genel Müdürlüğü namına ihale edildiği, kaydına işaret edilerek ikinci bir işleme kadar kaydında bir muamele yapılmamasının istendiği belirtilmiş ve bildirilmiştir. Ayrıca Tapu Sicil Müdürlüğünün 6.7.1981 tarihli yazısında da anılan taşınmazın ihale ile davacı tarafa satıldığından anılan idare adına tescilinde sakınca olmadığının idare tarafından ayrıca vergi borçlarının ödendiği ve adlarına tescilinin istendiğinin de 29.3.1989 tarihli Vakıflar İdaresinin yazısı ile de sabittir.Bütün bu olgulara karşın mahkemece 6 parsel sayılı taşınmazın satış suretiyle ortaklığın giderilmesine karar verildiği, ancak karardan kesinleşme şerhinin bulunmadığı yapılan tüm yazışmalara göre taşınmazın satışına ilişkin dosyanın bulunamadığı gerekçeleri ile davanın reddine karar verilmiş ise de dosya kapsamı ile dava konusu taşınmazın davacı tarafından ihaleyle satın alındığı, bedelin ödendiği de tartışmasızdır. Esasen bu olgu ve bulguların akside kanıtlanmış değildir. O halde davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken yazılı olduğu üzere hüküm kurulmuş olması doğru değildir. Davacının temyiz itirazları yerindedir.Kabulü ile hükmün açıklanan nedenden ötürü HUMK’nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA,alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine,1.4.2009 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.