MAHKEMESİ : ANKARA 2. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİTARİHİ : 07/12/2011NUMARASI : 2010/268-2011/573Yanlar arasında görülen terkin işleminin durdurulması, işlemin iptali, terkin gerçekleşmiş ise yeniden tescil davası sonunda, yerel mahkemece terkin işleminin iptaline ilişkin olarak verilen karar davalı vekili tarafından yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, Tetkik Hakimi raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü; Davacı, 1974 yılında satın alarak paydaşı olduğu ..... Köyü 171 parsel sayılı taşınmazın .... Köyü 846 parsel sayılı taşınmazdan sonra mükerrer olarak tescil edilmiş olduğu gerekçesi ile Türk Medeni Kanunu'nun 1026. maddesi ile Kadastro Kanunu'nun 22. maddesi hükmü gereğince sicil kaydının terkin edileceğinin davalı tarafından bildirildiğini, iyiniyetli olduğunu, hata mevcut ise devletin sorumluluğunun sözkonusu olduğunu, terkin işleminin usulsüz ve haksız olduğunu ileri sürerek sicil kaydının terkinini gerektiren bir neden ve durumun mevcut olmadığının tespit edilmesi suretiyle işlemin iptali, terkin gerçekleşmiş ise taşınmazın yeniden adına tescili istekli eldeki davayı açmış, mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiştir. Gerçekten de; Tapu Sicil Müdürlüğünce 171 parsel sayılı taşınmazın kayıt maliklerine hitaben TMK'nin 1026 ve 3402 sayılı Kanunun 22. maddesi hükmü uyarınca gönderilen Kıbrıs Köyü 171 parsel ile Bayındır Köyü 846 parsel sayılı taşınmazların bazı bölümlerinde mükerrerlik bulunduğuna dair (tedahül ettiği) bildirim üzerine davacı tarafından eldeki davanın açıldığı anlaşılmaktadır. Gerek Tapu Sicil Müdürlüğünün yazısı gerekse ileri sürülen iddia ve dava dilekçesinin içeriğine göre, açılan dava ile kadastro tespit tutanağı sonradan düzenlenen taşınmaza ilişkin sicil kaydının iptali ile mükerrerliğin giderilmesi istenildiği sabit olup, böylesi bir istekle açılan davalarda husumetin mükerrer olan ve kaydının iptali istenen sicil maliklerine karşı yöneltilmesi ve davanın onların huzuru ile görülmesi gerekmektedir.Bilindiği üzere, davada taraf ehliyeti (husumet) kamu düzeni ile ilgili olup, mahkemece resen gözetilmesi gereken bir kuraldır. Oysa somut olayda, dava, kaydı iptal edilmesi istenen 846 parsel sayılı taşınmaz maliklerine değil, Tapu Sicil Müdürlüğü hasım gösterilmek suretiyle açılmıştır. O halde, davanın husumet yönünden reddine karar verilmesi gerekirken, yazılı olduğu üzere karar verilmiş olması doğru değildir. Davalı vekilinin temyiz itirazları belirtilen nedenlerle yerindedir. Kabulü ile, hükmün açıklanan nedenlerle (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK.'nın 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, 21.03.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.