Kanun Detayı

Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 400 - Karar Yıl 2015 / Esas No : 10526 - Esas Yıl 2014





MAHKEMESİ : ANTALYA 6. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİTARİHİ : 29/03/2013NUMARASI : 2012/178-2013/176Taraflar arasında görülen ecrimisil davası sonunda, yerel mahkemece davalı belediye aleyhine açılan davanın kısmen kabulüne, davalı şirket aleyhine açılan davanın reddine ilişkin olarak verilen karar davacı ve davalı belediye vekilleri tarafından yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, Tetkik Hâkimi raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü;-KARAR-Dava, ecrimisil isteğine ilişkindir.Davacılar dava dilekçesinde; 13197 ada 1 parsel (27881 ada, 1 parsel) sayılı taşınmazda mirasbırakanları Osman Kuşlar'ın payı üzerinde elbirliği halinde malik olduklarını, davalı Muratpaşa Belediyesinin taşınmazı park haline getirerek, diğer davalı K...l Çiçekçilik ve P.... Limited Şirketinin ise, ofis, sera, çiçek satış reyonu ve bina yaparak ticarethane olarak kullandıklarını Belediye aleyhine kamulaştırmasız elatmanın önlenmesi davası açtıklarını ileri sürerek, geriye dönük son beş yıllık ecrimisil istemişler, davalı Şirket, şirket ortaklarından bir kısmının kadastral parselde paydaş olduğunu, imar uygulamasından önce yapılan yapıların imar uygulaması ile tecavüzlü hale geldiğini, muhdesat bedeli ödeninceye kadar kullanım haklarının olduğunu davalı Belediye ise ; taşınmazda paydaş olduğunu, paydaşların intifadan men koşulu gerçekleşmeden ecrimisil isteğinde bulunamayacağını, kamulaştırmasız elatma nedeniyle açılan tazminat davasının sonucunun beklenmesi gerektiğini belirterek davanın reddini savunmuşlardır.Mahkemece, davalı Belediye aleyhine açılan davanın kısmen kabulüne, davalı Şirket aleyhine açılan davanın ise reddine karar verilmiş, hüküm davacı ve davalı Belediye vekilleri tarafından temyiz edilmiştir. Dosya içeriğinden ve toplanan delillerden; kadastral .. ada 3 parsel sayılı sebze bahçesi vasıflı ve .. ada 142 parsel sayılı yol fazlası, taşlık nitelikli taşınmazlarda davalı şirketin sözünü ettiği A..Ç..1/2 oranında paydaş iken payının 07.02.1990 tarihinde yapılan imar uygulaması ile .. ada 1 ve .. ada 1 parsellere gittiği, A..Ç..'in her iki imar parselindeki payını 15.2.1996 tarihinde Muratpaşa Belediyesine bağış yoluyla temlik ettiği ve 20.9.2006 tarihinde ölen A... Ç..in, eşi Fatma ve çocukları Mustafa, Mehmet ve Ali'yi mirasçı olarak bıraktığı, davalı Şirketin ise 21.12.1990 tarihinde A..Ç.. ve B..Ç.. tarafından kurulduğu, bu arada taşınmazların 15.12.1998 tarihinde ikinci kez imar uygulaması görerek .. ada 1 ve .... ada 1 parsellere gittiği, davacı Suna'nın ve davalı Muratpaşa Belediyesinin bu imar parsellerinden ..ada 1 parselde paydaş oldukları, daha sonra taşınmazların 16.09.2009 tarihinde üçüncü kez imar uygulaması görerek davacıların mirasbırakanı ve davalı Belediyenin ... ada, 1 parsel sayılı taşınmazda paydaş kılındıkları, bu imar uygulamasının İdari Yargıca iptal edilmesi üzerine 31.03.2010 tarihinde dördüncü kez imar uygulamasına tâbi tutularak ... ada, 1 parsel sayılı taşınmazda davacıların 21/6508 oranında, davalı Belediyenin 263/6508 oranında paydaş hale geldikleri, davalı Şirketin dava konusu taşınmazda kayıttan ve mülkiyetten kaynaklanan bir hakkının bulunmadığı, davacılar tarafından davalı Belediye aleyhine açılan kamulaştırmasız elatmadan kaynaklı tazminat davasının yapılan yargılaması sonucunda Antalya Asliye 5. Hukuk Mahkemesinin hükmüne uyulan bozma ilamı uyarınca 31/12/2013 tarih, 2012/175 Esas, 2013/675 Karar sayılı karar ile " 11/06/2011 tarihinde yürürlüğe giren 6487 sayılı asanın 21. maddesiyle değiştirilen 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu'nun geçici 6. Maddesinin 10.fıkrasında "Uygulama imar planlarında umumi hizmetlere ve resmi kurumlara ayrılmak suretiyle veya ilgili kanunların uygulamasıyla tasarrufu kısıtlanan taşınmazlar hakkında , 03/05/1985 tarihli ve 3194 sayılı İmar Kanunu'nda öngörülen idari başvuru ve işlemler tamamlandıktan sonra idari yargıda dava açılabilir. Bu madde hükümleri karara bağlanmamış veya kararı kesinleşmemiş tüm davalara uygulanır" gerekçesiyle davanın idari yargıda görülmesi gerektiği belirtilerek dava şartı yokluğundan reddine karar verildiği görülmektedir.Dava konusu taşınmazın son imar uygulaması ile ... ada, 1 parsel sayısını aldığı, davacıların 21/6508 pay üzerinde elbirliği halinde malik oldukları taşınmazda kullandıkları herhangi bir yer bulunmazken, davalı Belediyenin bu taşınmazın 1605 m²'lik kısmını park haline getirerek, davalı Şirketin ise 4893 m²'lik kısmını sera, bina satış reyonu vs. yapmak suretiyle işgal ettikleri keşfen sabittir.Bilindiği üzere; gerek öğretide ve gerekse yargısal uygulamalarda ifade edildiği üzere ecrimisil, diğer bir deyişle haksız işgal tazminatı, zilyet olmayan malikin, malik olmayan kötüniyetli zilyetten isteyebileceği bir tazminat olup, 08.03.1950 tarih 22/4 sayılı İnançları Birleştirme Kararında; fuzuli işgalin tarafların karşılıklı birbirine uygun iradeleri ile kurduğu kira sözleşmesine benzetilemeyeceği, niteliği itibarı ile haksız bir eylem sayılması gerektiği, haksız işgal nedeniyle oluşan zararın tazmin edilmesi gerekeceği vurgulanmıştır. Ecrimisil, haksız işgal nedeniyle tazminat olarak nitelendirilen özel bir zarar giderim biçimi olması nedeniyle, en azı kira geliri karşılığı zarardır. Bu nedenle, haksız işgalden doğan normal kullanma sonucu eskime şeklinde oluşan ve kullanmadan kaynaklanan olumlu zarar ile malik ya da zilyedin yoksun kaldığı fayda (olumsuz zarar) ecrimisilin kapsamını belirler. Haksız işgal, haksız eylem niteliğindedir. (YHGK'nun 25.02.2004 gün ve 2004/1-120-96 sayılı kararı)Somut olayda; mahkemece, davalı Belediyenin davacıların paydaşı olduğu taşınmaza haklı ve geçerli bir neden olmaksızın müdahale ettiği benimsenmek suretiyle ecrimisil isteğinin kabulüne karar verilmiş olmasında kural olarak bir isabetsizlik bulunmamaktadır.Ne var ki; çekişme konusu taşınmazda davacılar murislerinin payı üzerinde paydaş olduklarına göre elatılan bölüm yönünden davacıların payı oranında ecrimisilin hüküm altına alınması gerekirken diğer davalının müdahale ettiği alanı da kapsayacak şekilde ecrimisilin tamamından davalı Belediyenin sorumlu tutulmuş olması ve davalı Şirketin mülkiyetten ve kayıttan kaynaklanan bir hakkının olmadığı, davalı şirketin bir kısım ortaklarının paydaş olduğu savunmasında bulunmuş ise de Şirketin ayrı bir tüzel kişiliğe sahip olduğu, özel kişinin mülkiyet hakkına dayanılamayacağı gözetildiğinde bu savunmaya itibar edilmeyerek davalı şirket yönünden de toplanan deliller değerlendirilmek suretiyle hesaplanan ecrimisile hükmedilmesi gerekirken yanılgılı değerlendirme ile yazılı olduğu üzere hüküm kurulmuş olması da doğru değildir.Davacı ve davalı Belediyenin temyiz itirazları belirtilen nedenlerle yerindedir. Kabulüyle, hükmün (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK'un 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 15.01.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.