MAHKEMESİ : BAKIRKÖY 5. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİTARİHİ : 16/07/2013NUMARASI : 2010/197-2013/424Taraflar arasında birleştirilerek görülen tapu kaydında düzeltim davası sonunda, yerel mahkemece davanın kabulüne ilişkin olarak verilen karar davalı tarafından yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, Tetkik Hakimi raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü; -KARAR-Asıl ve birleşen dava; tapu kaydına yanlış yazılan kimlik bilgilerinin düzeltilmesi isteğine ilişkindir. Asıl davanın davacısı F.. Ç..; mirasbırakanları "Mustafa, Gülzade, Ayşe, Emine, Ahmet'in" soyadları "S..." olduğu halde, kayden paydaş oldukları, 693 parselden ifrazen gelen .... ada, 25, 27, 30, 31, 32, 33, 34, 35, 37, 38, 39 , 662 ada, 7, 8, 9, 10, 11, 12, 13, 14, 15, 16, 17, 18, 19, 20, 21, 22, 23, 24, 25, 26, 27 parsel sayılı taşınmazların tapu kayıtlarında “Mustafa mirasçıları”, "Gülzade mirasçıları", "Ayşe mirasçıları", "Emine mirasçıları", "Ahmet mirasçıları" olarak yazılan kimlik bilgilerinde soyadlarının yeralmadığını, bu nedenle intikal işlemlerinin yapılamadığını, birleşen davanın davacıları F.. Ç.., H..Ç.. ve Ş..S.. ise; tapu kayıtlarında mirasbırakanların "soyadları" yanısıra "baba" adlarının da yazılmadığını ileri sürerek kimlik bilgilerinin "Hüseyin kızı, G..S..", “Hasan kızı,M..S.. ", "Hasan kızı, A..S..", "Hasan kızı, E..S.." olarak soyadı ve baba adlarının eklenmek suretiyle düzeltilmesini istemişlerdir.Davalı Tapu Müdürlüğü; çekişmeye konu taşınmazların değerleri gözetilerek görevli mahkemenin belirlenmesi, mülkiyet aktarıma yol açacak şekilde kayıtta düzeltim yapılamayacağını, iddianın kanıtlanması gerektiğini belirterek davanın reddini savunmuştur.Mahkemece, 639 parselden ifrazen gelen...... ada, 25, 27, 30, 31, 32, 33, 34, 35, 37, 38, 39, .... ada, 7, 8, 9, 10, 11, 12, 13, 14, 15, 16, 17, 18, 19, 20, 21, 22, 23, 24, 25, 26, 27 parsel sayılı taşınmazların tapu kayıtlarının malik hanesindeki Güzide mirasçılarının "G..S.. mirasçıları", Mustafa mirasçılarının, "M..S.. mirasçıları", Ayşe mirasçılarının "A..S.. mirasçıları", Emine mirasçılarının "E..S.. mirasçıları" olarak düzeltilmesine, paydaşlardan Ahmet payını, dava dışı M... S...'e satış yoluyla temlik ettiğinden bu konudaki talebin reddine karar verilmiş, hüküm, davalı tarafından temyiz edilmiştir.Dosya içeriğinden ve toplanan delillerden; davaya konu 693 parsel sayılı taşınmazın 30/05/1955 tarihli tapulama çalışmaları sırasında 6 Eylül, 1934 tarih, 113 sıra nolu tapu kaydına dayalı olarak 1/5'er payla Mustafa, Güzide mirasçıları, Ayşe mirasçıları, Emine mirasçıları, Ahmet mirasçıları adına tespit ve tescil edildiği, tespit çalışmalarının 31/08/1968 tarihinde kesinleştiği, Ahmet'in payının 22/07/1972 tarihinde M..S..'e satış yoluyla devredildiği, anılan taşınmazın 2981/3290 sayılı Yasa uygulamaları ile .... ada, 25, 27, 30, 31, 32, 33, 34, 35, 37, 38, 39 , ..... ada, 7, 8, 9, 10, 11, 12, 13, 14, 15, 16, 17, 18, 19, 20, 21, 22, 23, 24, 25, 26, 27 sayılı imar parsellerine revizyon gördüğü, davacıların paydaş Koca Hasan ve Gülzade'den olma Mustafa ve A..S.. ile ile kızları E... (S..) K.. 'in mirasçıları oldukları, kadastro tespit tutanağında adı geçen kayıt maliklerinden Güzide'nin adının Gülzade, soyadının ise Seymen olduğu, tutanağın edinme sütununda adı Gülzade olarak yazıldığı halde malik bölümüne maddi hataya dayalı olarak "Güzide" yazıldığı, kayıt maliklerinden Emine'nin Gülzade kızı olduğu, davacılardan F.. Ç..'nun Emine mirasçısı olduğu, tutanakta adı geçen Ayşe'nin Koca Hasan oğlu Mustafa'nın eşi , muris Gülzade'nin gelini olduğu, davacılardan Hatice'nin Mustafa ve Ayşe'nin kızı olduğu, davacılardan Şehime'nin ise Mustafa ve Ayşe'den olma Mümin'in kızı, dolayısıyla soyadlarının "S..." olduğu anlaşılmaktadır. Öncelikle belirtmek gerekir ki; herhangi bir nedenle nüfusta soyadı bulunmayan kişiler bakımından tapu kaydına soyadı eklenmek suretiyle tashihine karar vermek mümkün değil ise de, böyle bir durumda davacıların tapu kayıtlarında intikal yaptırabilmesi için, “çoğun içinde az da vardır” kuralından hareketle, başka bir deyişle asıl ve birleşen davada davacıların talebinin, tapu malikleri ile mirasbırakanlarının aynı kişi olduklarının tespitini de içerdiği gözetilerek 693 parselden ifrazen gelen... ada, 25, 27, 30, 31, 32, 33, 34, 35, 37, 38, 39 , ...... ada, 7, 8, 9, 10, 11, 12, 13, 14, 15, 16, 17, 18, 19, 20, 21, 22, 23, 24, 25, 26, 27 sayılı ima parselleri hakkında bu yönde tespit kararı verilmekle yetinilmesi gerektiği açıktır.Öte yandan; birleşen davaların birlikte görülmekle birlikte ayrı dava olma özelliğini koruduğu, her bir dava hakkında ayrı ayrı hüküm kurulması gerektiğinde kuşku yoktur. Nitekim 6100 sayılı HMK'nın 297/2. maddesi uyarınca hüküm kısmında isteklerden her biri hakkında verilen hükümle taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların açık şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesinin zorunlu olduğu düzenlenmiştir. Ne var ki; mahkemece asıl ve birleşen davanın kabulüne karar verildiği halde birleşen davada baba adının eklenmesi talebi ile ilgili bir hüküm kurulmadığı görülmektedir. Hal böyle olunca; mahkemece tapu malikleri "Mustafa, Güzide, Ayşe, Emine " ile davacıların kök mirasbırakanları "M..S.., G..S.., A.. S.., E..S..'in" aynı kişiler olduğunun tespitine karar verilmesi gerekirken yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde karar verilmesi doğru olmadığı gibi 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 297/2. maddelerine muhalefet edilerek birleşen Bakırköy 4. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2010/197 esas sayılı davadaki "baba adlarının eklenmesi" isteği hakkında olumlu- olumsuz bir karar verilmemiş olması da doğru değildir.Kabule göre de; tapu sicilindeki yanlışlıklardan kaynaklanan davaların mahiyeti gereği 6100 sayılı HMK’nin 382/2-ç-1 maddesi uyarınca çekişmesiz yargı usulünce görülmesi gerektiği, başka bir ifadeyle hasımsız dava ve işlerden olduğu ancak kayıtları tutmakla görevli ve sorumlu tapu müdürlükleri olduğundan, açılan davalarda tapu müdürlüklerinin ilgili sıfatıyla yer alması gerektiği açıktır. Bu tür davalarda tapu müdürlüğü yasal hasım olması nedeniyle yargılama giderlerinden sorumlu tutulamayacağı halde tapu müdürlüğü aleyhine avukatlık ücreti ve yargılama giderine hükmedilmesi de isabetsizdir Davalının bu yönlere ilişkin temyiz itirazları yerindedir. Kabulüyle hükmün açıklanan nedenlere hasren (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK'un 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, 15.01.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.