Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 3977 - Karar Yıl 2007 / Esas No : 3058 - Esas Yıl 2007





MAHKEMESİ: ADANA 4. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİTARİHİ: 21/11/2006NUMARASI: 2006/71-479Taraflar arasında görülen davada;Davacı maliki olduğu parsel sayılı taşınmaza komşu ... nolu parsel maliki davalıya ait binanın taşkın bulunduğunu, bahçe duvarının bir kısmının da dava tarafından yıkıldığını ileri sürerek elatmanın önlenmesi ve yıkım isteğinde bulunmuştur.Davalı, taşınmazını satın aldığında üzerinde 30 yıllık yapı bulunduğunu davacının taşınmazına herhangi bir müdahalesinin olmadığını belirterek davanın reddini savunmuştur.Davanın reddine ilişkin olarak verilen karar Dairece "... taraflar arasındaki çekişmenin 3194 Sayılı Yasanın 18.maddesi hükmü çerçevesinde çekişme kavuşturulması gerektiği" gerekçesiyle bozulmuş, mahkemece, bozmaya uyulmuş olmakla yapılan yargılama sonunda davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.Karar, taraflarca süresinde temyiz edilmiş olmakla; Tetkik Hakimi İlgün'ün raporu okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelendi, gereği görüşülüp, düşünüldü. -KARAR-Dava, elatmanın önlenmesi ve yıkım isteklerine ilişkin olup, hükmüne uyulan Daire bozma kararında özetle "kayden davalıya ait ..parsel sayılı taşınmaz üzerindeki binanın imar uygulaması ile davacıyaait ..parsel sayılı taşınmaza taşkın hale geldiği belirlendiğinden 3194 Sayılı İmar Yasasının 18.madde hükmü gözetilmek suretiyle bir karar verilmesi gereğine" değinilmiş, mahkemece bozmaya uyulduktan sonra yapılan keşif araştırma ve inceleme sonunda taşkın binanın 2.katının imardan sonra inşa edildiği saptanarak bu bölüm yönünden mutlak şekilde elatmanın önlenmesi ve yıkıma karar verilmiş olmasında bir isabetsizlik bulunmamaktadır.Davalının bu yöne ilişkin temyiz itirazları yerinde değildir, reddine Davacının temyizine gelince, davacının maliki olduğu .. parsel sayılı taşınmaz içinde kalan davalıya ait binanın ilk katının imardan önce inşa edildiği ve imar uygulaması ile taşkın hale geldiği dosya kapsamı ile sabittir.Anılan bu husus bozma kararında da benimsenmiştir.O halde; bu kısım yönünden 3194 Sayılı Yasanın 18.maddesi uyarınca davacı tarafından taşkın yapının belirlenecek kaim bedelinin davalıya ödenmesi koşuluyla davanın kabulüne karar verilmesi gerekeceği açıktır.Bozma kararına uyulmuş olmakla davanın taraflar yararına usulü kazanılmış hak doğar.Kazanılmış hak kuralı kamu düzeniyle ilgili olup mahkemece gözetilmesi zorunludur.O halde hükmüne uyulan bozma kararında gösterilen şekilde işlem yapılarak buna göre karar verilmesi gerekeceği tartışmasızdır.Mahkemece bu kuralın gözardı edilmiş olması isabetsizdir. Hal böyle olunca, imarla taşkın hale gelen birinci kata tekabül eden davacı taşınmazı içinde kalan bölümle ilgili olarak kaim bedelin belirlenmesi davalıya ödenmek üzere depo ettirilmesi ondan sonra davanın kabul edilmesi gerekirken yanılgılı değerlendirme ile yazılı olduğu üzere hüküm kurulması doğru değildir.Davacının bu yöne değinen temyiz itirazı yerindedir.Kabulü ile hükmün açıklanan nedenden ötürü HUMK.nun 428.maddesi gereğince, BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 11.4.2007 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.