MAHKEMESİ: ORTACA ASLİYE HUKUK MAHKEMESİTARİHİ: 27/03/2008NUMARASI: 2001/5-2008/11Taraflar arasında birleştirilerek görülen davada;Davacı, kayden paydaşı olduğu 247 parsel sayılı taşınmaza komşu 466 parsel sayılı taşınmaz maliki olan davalının kazık çakmak ve taşınmazına katmak suretiyle müdahale ettiğini ileri sürerek, elatmanın önlenmesi ve taşınmazlar arasındaki sınırın belirlenmesini istemiştir.Davalı, davanın reddini savunmuş, karşı dava yoluyla davacı Bayram'ın 466 parsel sayılı taşınmazına fiilen müdahale ettiğini, ayrıca fiilen yol olarak kullandığı yerle ilgili muaraza yarattığını ileri sürerek, elatmanın önlenmesi ve muarazanın giderilmesini istemiş, birleştirilen dava ile de 466 parsel sayılı taşınmazına komşu 247 ve 268 parsel sayılı taşınmaz maliklerinin yapılaşmak, sera yapmak ve tel çekmek suretiyle elattıklarını ileri sürerek, elatmanın önlenmesi, yıkım ve ecrimisil isteklerinde bulunmuştur.Birleşen davanın davalılarından B., N.ve R. davanın reddini savunmuşlar, davalı Keziban yanıt vermemiştir.Mahkemece, asıl davanın, karşı davanın ve birleştirilen davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.Karar, taraflar vekillerince süresinde temyiz edilmiş olmakla; Tetkik Hakimi raporu okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelendi, gereği görüşülüp, düşünüldü.Asıl dava, çaplı taşınmaza elatmanın önlenmesi ve taşınmazlar arasındaki sınırın belirlenmesi isteklerine ilişkindir.Karşı dava, elatmanın önlenmesi ve muarazanın giderilmesi isteğine ilişkindir. Birleşen dava, elatmanın önlenmesi, yıkım ve ecrimisil isteklerine ilişkindir. Mahkemece, asıl davanın, karşı davanın ve birleştirilen davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir. Dosya içeriğinden ve toplanan delillerden; çekişme konusu 247 parsel sayılı taşınmazda davacı B. ile birleştirilen davanın davalıları N.ve R.'in paydaş, 466 parsel sayılı taşınmazın ise karşı davacı Z.’ya ait oldukları ve yapılan keşif, uzman bilirkişilerce düzenlenen rapor ve krokiler ile tanık anlatımlarına göre, müdahale olgusu belirlenmek suretiyle yazılı şekilde karar verilmiş olmasında kural olarak bir isabetsizlik yoktur. Öyleyse, davacı karşı davalı Bayram ile davalılar N.ve R.'in temyiz itirazı yerinde değildir. Reddine. Davalı karşı davacı Z.’nın temyizine gelince; taraflar çap komşusu olup, taşınmazların sınırlarının kadastroca belirlenip, haritaya bağlandığı kuşkusuzdur. Çaplı taşınmazın sınırlarının, zaman içerisinde belirsiz hale gelmesi durumunda, çap malikinin, dilediği zaman ilgili kadastro müdürlüğüne başvurarak aplikasyon yaptırmak suretiyle sınırını tespit ettirme hakkına sahip olduğu, çapa bağlanmış, krokisi bulunan bir taşınmaz için mahkemece yeniden sınır tespiti yapılmasına, bu yönde karar verilmesine gerek bulunmadığı tartışmasızdır. O halde; asıl davanın davacısı B.tarafından açılan sınır tespiti davasının kabul edilmesi, buna bağlı olarak ta davalısı Z. aleyhine avukatlık ücretine ve yargılama giderine hükmedilmiş olmasının doğru olduğu söylenemez. Hal böyle olunca; asıl davada davacı B.'ın sınır tespiti isteğinin reddine karar verilmesi gerekirken yanılgılı değerlendirme ile yazılı olduğu üzere karar verilmiş olması doğru değildir. Davalı karşı davacı Z.'nın bu yönü değinen temyiz itirazı yerindedir. Kabulüyle hükmün açıklanan nedene hasren HUMK.'nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 1.4.2009 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.