MAHKEMESİ : DÜZCE 1. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİTARİHİ : 19/07/2012NUMARASI : 2012/130-2012/361Yanlar arasında görülen tapu iptali ve tescil davası sonunda, yerel mahkemece konusuz kalan dava hakkında karar verilmesine yer olmadığına ilişkin olarak verilen karar ile çekişmeli taşınmazın ahara devrinin önlenmesine dair sicil kaydına konulan ihtiyati tedbir kararına yönelik itirazın kabulü ile ittihaz edilen tedbirin kaldırılmasına ilişkin yerel mahkemece tesis olunan kararın temyizi üzerine temyiz isteğinin reddine ilişkin olarak verilen karar davacı vekilince temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi,Tetkik Hakimi raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü; Çekişmeli taşınmazın ahara devrinin önlenmesine dair sicil kaydına konulan ihtiyati tedbir kararına yönelik itirazın kabulü ile ittihaz edilen tedbirin kaldırılmasına ilişkin yerel mahkemece tesis olunan kararın temyizi üzerine temyiz isteğinin reddine ilişkin olarak verilen karar davacı vekiline 19.07.2012 tarihinde duruşmada elden tebliğ edilmiş, buna yönelik temyiz dilekçesi ise 10.09.2012 tarihinde verilmiştir. İhtiyati tedbir talepleri ile bunlara yapılacak itirazlar ve diğer başvurular hakkında karar verilmesi istekleri,adli tatil içinde görülüp yürütülebilir ( 6100 sayılı HMK. nun 103. ve 1086 sayılı HUMK. nun 176. maddeleri). O nedenle de kurulacak hükme yönelik yasal temyiz süresi de adli tatil içinde işler. Hernekadar mahkemenin temyiz talebinin reddine dair kararında temyiz süresinin 2 hafta olduğu yazılmış ise de 6100 sayılı Yasanın geçici 3. maddesi yollamasıyla HUMK'nun madde 432/1 uyarınca temyiz süresinin 15 gün olduğu kanunda öngörülen ve kesin olan sürenin mahkemece uzatılamayacağı da gözetildiğinde neticeye etkili olmayacağı bu durumda, 7 günlük yasal temyiz süresi geçmiş bulunduğundan HUMK.’nun 432/5. maddesi uyarınca çekişmeli taşınmazın ahara devrinin önlenmesine dair sicil kaydına konulan ihtiyati tedbir kararına yönelik itirazın kabulü ile ittihaz edilen tedbirin kaldırılmasına ilişkin yerel mahkemece tesis olunan kararın temyizi üzerine temyiz isteğinin reddine ilişkin olarak verilen kararın temyiz isteğinin SÜREDEN REDDİNE, Davacının tapu iptali ve tescil davasına yönelik temyizine gelince; Dava, yolsuz tescil hukuksal nedenine dayalı tapu iptali ve tescil isteğine ilişkindir. Mahkemece,konusuz kalan dava hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir. Dosya içeriği ve toplanan delillerden, kayden davacıya ait 132 ada 1 parsel sayılı taşınmazda bulunan 12 nolu bağımsız bölümün eldeki davanın yargılaması öncesi dava dışı F.. A..'ın davalı aleyhine gayrimenkul satış vaadi sözleşmesine dayalı olarak açtığı Düzce 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2008/105 Esasına kayıtlı cebri tescil davası sonucunda eldeki davanın yargılaması devam ederken 2012/106 Karar sayılı kararı ile çekişmeli taşınmazın davalı adına olan tapusunun iptali ile F.. A.. adına tesciline karar verildiği ve kararın 07.05.2012 tarihinde kesinleştiği, böylece taşınmaz mülkiyetinin el değiştirdiği ve el değiştirmeden önce davalı tarafından davanın F..A..'a ihbar edildiği anlaşılmaktadır. Bilindiği üzere;dava açıldıktan sonrada sınırlayıcı bir neden bulunmadığı takdirde dava konusu malın veya hakkın üçüncü kişilere devredilebilmesi tasarruf serbestisi kuralının bir gereği, hak sahibi veya malik olmanın da doğal bir sonucudur. Usul Hukukumuzda da ayrık durumlar dışında dava konusu mal veya hakkın davanın devamı sırasında devredilebileceği kabul edilmiş ve 6100 sayılı HMK. nun 125. (1086 sayılı HUMK.nun 186.) maddesinde dava konusunun taraflarca üçüncü kişiye devir ve temliki halinde yapılacak usuli işlemler düzenlenmiştir. Söz konusu madde hükmüne göre iki taraftan biri dava konusunu (müddeabihi) bir başkasına temlik ettiği takdirde diğer taraf seçim hakkını kullanmakta dilerse temlik eden ile olan davasını takipten vazgeçerek davayı devralan kişiye yöneltmekte, dilerse davasına temlik eden kişi hakkında tazminat davası olarak devam edebilmektedir. Kendiliğinden (resen) gözetilmesi zorunlu bulunan bu usul kuralına göre, mahkemece davacı yana tercih hakkı hatırlatılarak davaya hangi kişi hakkında devam edeceği sorulmalı, sonucuna göre işlem yapılmalıdır. Hal böyle olunca, yukarıda açıklanan usul kuralına göre işlem yapılarak sonucuna göre karar verilmesi gerekirken yazılı olduğu üzere hüküm kurulması isabetsizdir. Davacının, bu yöne değinen temyiz itirazları yerindedir.Kabulü ile yerel mahkeme kararının 6100 sayılı HMK.nun geçici 3/2.maddesi yollaması ile 1086 sayılı HUMK.nun 428 .maddesi gereğince BOZULMASINA, 20.03.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.