Kanun Detayı

Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 3940 - Karar Yıl 2012 / Esas No : 14305 - Esas Yıl 2011





MAHKEMESİ: SAKARYA 2. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİTARİHİ: 28/07/2011NUMARASI: 2010/206-2011/452Taraflar arasında görülen davada;Davacılar, T. B.H.adına kayıtlı.. ada ..parsel sayılı taşınmaz üzerine inşa ettikleri binada ... Kız Öğrenci Yurdu işletmeye başladıklarını, ekonomik güçlük içinde olduklarını anlayan davalı A.Ş.hileli davranışları sonucu taşınmazın kredi alınabilmesi için adına devrini sağladığını, temin edilen kredinin kendilerine borç olarak verildiğini, borç ödendiğinde taşınmazın iade edileceğini vaadettiği halde davalı A. taşınmazı el ve işbirliği içindeki diğer davalı F. A. muvazaalı olarak devretttiğini, davalıların bu ve benzer eylemleri nedeniyle haklarında ceza soruşturması bulunduğunu ileri sürüp, tapu kayıtlarının iptali ile T. B.adına tescilini istemişler, taşınmazın el değiştirmesi nedeniyle yargılama sırasında davayı ıslah ederek, tapu iptal-tescil istekleri olmazsa taşınmazın bedeli ve işletme kârından mahrumiyet nedeniyle uğradıkları zararın tazminini istemişlerdir.Davalılar ve dava ihbar olunan Banka, davanın reddini savunmuşlardır.Mahkemece, davacı H. aktif husumet ehliyetinin bulunmadığı, davacı T. B.yönünden iddianın ispatlanamadığı gerekçeleriyle davanın reddine karar verilmiştir.Karar, davacılar tarafından süresinde duruşma istekli temyiz edilmiş olmakla, duruşma günü olarak saptanan 03.04.2012 Salı günü için yapılan tebligat üzerine temyiz edenler asil T. B.H.ile vekili Avukat B.A.G.Avukat S.G. geldi, davetiye tebliğine rağmen temyiz edilen davalılar vekili Avukatlar gelmediler, yokluklarında duruşmaya başlandı, süresinde verildiği ve kayıt olunduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra gelen vekillerin sözlü açıklamaları dinlendi, duruşmanın bittiği bildirildi, iş karara bırakıldı. Bilahare Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelenerek gereği görüşülüp düşünüldü:Dava, hile ve inançlı işlem hukuksal nedenlerine dayalı tapu iptali ve tescil olmazsa tazminat isteğine ilişkin olup mahkemece, davacı H.L. bakımından aktif husumet yokluğu nedeniyle, davacı T. B.bakımından iddianın kanıtlanamadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.Davalılar hakkında eldeki davaya konu edilen hususların da yer aldığı, sanık olarak yargılandıkları İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesinin 2010/225 esasında kayıtlı derdest olan ceza davasının bulunduğu, her ne kadar B.K 53.maddesi hükmü uyarınca kural olarak ceza mahkemesi tarafından verilen beraat kararı hukuk hakimini bağlamaz ise de orada belirlenen veya belirlenecek olguların eldeki dava bakımından bağlayıcı olacağı ve yazılı bir belge ibraz edilememişse de, ceza dosyasında sabit görülen bazı olguların HUMK' nun 292 (6100 sayılı HMK'nun 202.maddesi) gereğince yazılı delil başlangıcı olarak değerlendirilebileceği açıktır.Hal böyle olunca; ceza davasının sonucunun beklenmesi, ceza dosyasındaki ve eldeki dosyadaki delillerin birlikte değerlendirilmesi ve sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken eksik soruşturma ile yazılı olduğu üzere hüküm kurulmuş olması doğru değildir. Davacıların temyiz itirazları yerindedir. Kabulü ile hükmün açıklanan nedenlerden ötürü (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK.'nın 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 21.12.2011 tarihinde yürürlüğe giren Avukatlık Ücret Tarifesinin 14. maddesi gereğince gelen temyiz edenler vekili için 900.00.-TL. duruşma avukatlık parasının temyiz edilenden alınmasına, 03.04.2012 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.