Anasayfa /
İçtihat /
Yargıtay Karar No : 3921 - Karar Yıl 2007 / Esas No : 2613 - Esas Yıl 2007
MAHKEMESİ: LALAPAŞA ASLİYE HUKUK MAHKEMESİTARİHİ: 13/12/2006NUMARASI: 2006/45-63Taraflar arasında birleştirilerek görülen davada;Davacılar, kayden maliki oldukları .ada ...parsel sayılı taşınmaza komşu parsel maliki davalıların inşaat yapmak suretiyle tecavüz ettiklerini, ayrıca taşınmazdan kanalizasyon geçirdiklerini ileri sürüp elatmanın önlenmesi ve yıkım istemişlerdir.Davalılar, kadastro tespiti sırasında dava konusu yapıların taşınmaz üzerinde mevcut olduğunu, davacıların taşınmazına müdahalelerinin bulunmadığını, kanalizasyonun kendi taşınmazları içinde olduğunu bildirip davanın reddini savunmuşlardır.Davanın kabulüne ilişkin olarak verilen karar Dairece, “ ..no’lu parselin dava dışı paydaşı hakkında da dava açılması için davacıya önel verilmesi, açıldığı takdirde eldeki dava ile birleştirilmesi ve ondan sonra hüküm kurulması gerektiği” gerekçesiyle bozulmuş, bozmaya uyularak yapılan yargılama sonucunda mahkemece, davacıların taşınmazına davalıların elatmasının keşfen sabit olduğu gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.Karar, davalılar vekili tarafından süresinde temyiz edilmiş olmakla; Tetkik Hakimi .raporu okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelendi, gereği görüşülüp düşünüldü -KARAR-Dava, çaplı taşınmaza elatmanın önlenmesi ve yıkım isteklerine ilişkindir.Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiştir.Ne varki mahkemece yapılan araştırma ve uygulamanın hüküm vermeye yeterli olduğu söylenemez.Hemen belirtilmelidir ki, mahkemece yapılan keşif sırasında zemin durumu itibarıyla bilirkişilerce tersimat hatasının varlığı tespit edilmiş, bunun üzerine davacı tarafından Kadastro Müdürlüğüne başvurularak hatanın düzeltilmesi istenmiştir.Kadastro Müdürlüğünce de 3402 Sayılı Yasanın 41.maddesine göre tersimat hatası re'sen düzeltilmiş ve taraflara tebligat yapılarak kesinleştirilmiştir.Ancak, kesinleşen bu son kayıt durumu dikkate alınarak yeni bir uygulama yapılmamış, çekişmeli taşınmaz bölümünün hangi tarafın dayandığı çap kaydının kapsamında kaldığı kesin olarak açıklığa kavuşturulmamıştır.Hal böyle olunca, taşınmaz başında yeniden uzman bilirkişiler aracılığı ile keşif yapılarak kayıt kapsamının belirlenmesi, bu belirlemeye göre elatma olgusunun bulunup bulunmadığının saptanması, varılacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken, eksik araştırma ile yazılı olduğu üzere hüküm kurulmuş olması doğru değildir.Davalıların temyiz itirazları yerindedir.Kabulüyle hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 10.4.2007 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.