MAHKEMESİ: KIRKLARELİ 1. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİTARİHİ: 10/07/2012NUMARASI: 2010/21-2012/310Yanlar arasında birleştirilerek görülen tapu iptali ve tescil davası sonunda, yerel mahkemece asıl davanın kabulüne ilişkin olarak verilen karar taraflar vekillerince yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, Tetkik Hakimi raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü; Asıl ve Birleşen dava, muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı pay oranında tapu iptal ve tescil isteğine ilişkin olup, Mahkemece; asıl davanın kabulüne karar verilmiştir.Dosya içeriği ve toplanan delillerden; asıl davanın davacıları ile birleşen davanın davacısı Ş..'nın, murisleri S..T.. tarafından çekişmeli 110- 682- 882- 1016- 1111- 1181- 2075- 2173- 2443- 622- 2636- 2678- 2744 parsel sayılı taşınmazların mirasçıdan mal kaçırma amacıyla ve muvazaalı olarak A.. B..ve E..T..'a devredildiğinden bahisle açtıkları tapu iptal ve tescil olmazsa tenkis davası sonucunda, tapu iptal ve tescil isteği yönünden davanın kabulüne karar verilip, kesinleştiğini; ancak, dava konusu taşınmazların tamamının E..T..' un oğlu olan davalı A..T..'a satış yolu ile devredilmesi nedeniyle kararın tapuda infazının mümkün olmadığını, davanın devamı sırasında davalılarından E..'in oğlu olan davalı A.. T..'a yapılan devir işleminin de muvazaalı olduğunu ve kötü niyetle yapıldığını ileri sürerek, miras payları oranında iptal ve tescil isteği ile eldeki davayı açtıkları anlaşılmaktadır. Gerçekten de, davacılar tarafından, çekişmeli taşınmazlar hakkında muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı olarak E.. T.. ve A.. B.. aleyhine tapu iptal ve tescil, olmazsa tenkis istekli olarak açılan dava sonucunda, Kırklareli Asliye Hukuk Mahkemesinin, 1998/989 esas ve 1999/247 sayılı kararıyla, dava konusu taşınmazlardan 2075 nolu parselin 1/2 hissesinin, 110, 682, 882, 1016, 1111, 1181, 2173, 2443, 2622, 2636, 2678,2744 nolu parsellerin ise tamamının tapu kaydının iptali ile muris S.. T.. adına tesciline karar verildiği, kararın deracattan geçmek suretiyle 4.12.2000 tarihinde kesinleştiği, A.. B.. tarafından, çekişmeli 110, 682, 882, 1016, 1111, 1181, 2443, 2622, 2636, 2678 ve 2744 sayılı parsellerin 2.2.1996 tarihinde; E.. T..tarafından ise 2075 ve 2173 sayılı parsellerin 5.10.2001 tarihinde davalı A.. T..'a satış yoluyla temlik edildiği; davalı A..'nin, miras bırakan S.. T..'un oğlu E...'den olma torunu olup, durumu bilebilecek konumda olması sebebiyle iyiniyetli kabul edilemeyeceği ve TMK'nun 1023. maddesinin koruyuculuğundan yararlanamayacağı belirlenmek suretiyle davanın kabulüne karar verilmiş olmasında kural olarak bir isabetsizlik yoktur. Davalının bu yöne ilişkin temyiz itirazları yerinde değildir. ReddineAncak, miras bırakan S.. T.. tarafından oğlu E..'e çekişmeli 2075 sayılı parselin 1/2 payının temlik edildiği, E..'in kendi payı ile birlikte 2075 sayılı parselin tamamını davalı oğlu A..'ye devrettiğine göre, çekişmeli 2075 sayılı parselde davalı A.. adına kayıtlı 1/2 pay üzerinden, davacıların miras payları oranında iptal ve tescile karar verilmesi gerekirken, bu parsel yönünden, pay oranının hatalı olarak belirlenmesi suretiyle iptal ve tescile karar verilmiş olması doğru olmadığı gibi, bu durumun, hüküm fıkrasını değiştirecek nitelikteki 9.8.2012 tarihli ek kararla düzeltilmesinin de doğru olduğu söylenemez.Öte yandan, davacı Ş..Y.. tarafından, davalı A..T.. aleyhine aynı sebeple açılan Mahkemenin 2010/199 esasına kaydedildikten sonra eldeki dava ile birleştirilen miras payı oranında tapu iptal ve tescil istekli dava yönünden de, mahkemece bir değerlendirme yapılarak, bu konuda olumlu olumsuz bir karar verilmesi gerekirken, değinilen husus göz ardı edilerek, birleşen dava yönünden, olumlu - olumsuz bir karar verilmemiş olması da doğru değildir.Diğer taraftan, çekişmeli taşınmazların keşfen belirlenen değerinden, davacıların miras paylarına karşılık gelen değer esas alınmak suretiyle harca hükmedilmesi gerekirken, taşınmazların tamamının değeri üzerinden harcın hüküm altına alınmış olması isabetli olmadığı gibi, dava dilekçesinde, gösterilen ve itiraza uğramayan dava değeri üzerinden davacılar yararına vekalet ücretine hükmedilmesi gerekirken, keşfen belirlenen ve yargılama sırasında harcı ikmal edilmeyen dava değeri üzerinden davacılar yararına fazla avukatlık parasına karar verilmiş olması da isabetsizdir.Tarafların, değinilen yönlere ilişkin olarak temyiz itirazları yerindedir. Kabulüyle hükmün açıklanan nedenlerden ötürü (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK.'nın 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 20.03.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.