Anasayfa /
İçtihat /
Yargıtay Karar No : 3904 - Karar Yıl 2008 / Esas No : 1228 - Esas Yıl 2008
Taraflar arasında görülen davada;Davacı, kayden davalı Eyyüp adına kayıtlı bulunan 90 parsel sayılı taşınmazı eski maliki davalı Yusuf'tan satın aldığını, tapuda intikal yapılırken yanlışlıkla 169 parselin adına tescil edildiğini, 1997 yılından beri taşınmazı kullandığını, üzerine ağaçlar diktiğini ileri sürerek tapu iptal tescil isteğinde bulunmuştur.Davalılar, davanın reddini savunmuşlardır.Mahkemece, HUMK'nın 409/2. maddesi uyarınca merci tayini kararının kendilerine tebliğ edildiği tarihten itibaren 1 ay içinde oturum gününün belirlenmesi için müracaatta bulunmadıkları gerekçesiyle dosyanın işlemden kaldırılmasına karar verilmiştir.Karar, davacı vekili tarafından süresinde temyiz edilmiş olmakla; tetkik hakiminin raporu okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelendi, gereği görüşülüp, düşünüldü.Dava, hata hukuksal nedenine dayalı tapu iptal, tescil isteğine ilişkin olup, mahkemece HUMK'nın 409/2. maddesi uyarınca dosyanın işlemden kaldırılmasına karar verilmiştir.Dosya içeriğinden, toplanan delillerden, davanın Asliye Hukuk Mahkemesinde açıldığı, dava dilekçesindeki değer gözetilerek görevsizlik kararı ile Sulh Hukuk Mahkemesine gönderildiği, bu mahkemece yapılan yargılama sonucu dava konusu taşınmazın keşfen belirlenen değeri gözetilerek görevsizlik kararı verildiği ve bu defa dosyanın merci tayini ve görev uyuşmazlığının giderilmesi için Yargıtay'a intikal ettirildiği Yüksek Yirminci Hukuk Dairesi'nce de Asliye Hukuk Mahkemesinin görevli olduğunun belirlendiği ve bu kararın taraflara tebliğ edildiği anlaşılmaktadır.Ancak, merci tayini kararının tebliğine rağmen taraflarca dosyanın ele alınması isteğinde bulunulmadığı görülmektedir. Bu durumda mahkemece yapılması gereken iş, dosyanın HUMK'nın 409/2. maddesi uyarınca bir ara karar ile işlemden kaldırılması ve HUMK'nın 409. maddesinde belirtilen sürelerin beklenilmesi ondan sonra bir karar verilmesi gerekirken usuli işlemler tamamlanmadan hakimin elini dosyadan çekecek nitelikte sonuç doğuracak şekilde doğrudan gerekçeli hükümle işlemden kaldırmaya ilişkin karar verilmiş olması doğru değildir.Ayrıca, bu nitelikteki bir kararın temyiz kabiliyetinin olmadığı da yargısal uygulamalarla kabul edilmektedir.Hal böyle olunca ara kararı niteliğindeki işlemin yukarıda değinildiği üzere gerekçeli karar olarak yazılması ve davanın bu şekilde sonuçlandırılması doğru değildir. Davacının bu yöne değinen temyiz itirazları yerindedir. Kabulüyle hükmün açıklanan nedenlerden ötürü HUMK'nın 428. maddesi gereğince (BOZULMASINA), alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 27.03.2008 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.