Anasayfa /
İçtihat /
Yargıtay Karar No : 3880 - Karar Yıl 2005 / Esas No : 2669 - Esas Yıl 2005
Taraflar arasında görülen davada;Davacılar, kayden paydaşı bulundukları 235 ada 2 parsef sayılı taşınmazda kat karşılığı inşaat sözleşmesine göre yapılan binadaki 1, 2, 3, 4, 5 ve 6 nolu daireleri gayrimenkul satış vaadi sözleşmesi ile satın aldıklarını ileri sürüp dairelerin mülkiyetinin kendilerine ait olduğunun tespitine karar verilmesini istemişlerdir.Davalılar Cemal, Ayşe, Saide ve Ahmet, dava konusu taşınmazda yükleniciden daire aldıklarını belirtip davanın reddini savunmuşlardır. Diğer davalılar, yargılamaya katılamadıkları gibi davaya cevap da vermemişlerdir..Mahkemece, davacılar Alay ve Ender'in kullanımındaki 1 ve 2 nolu dairelerin dava dışı Recep'e ait olduğu, davacı Hadiye'nin 3 nolu daireyi davalı Ayşe'den önce satın aldığı, davalılar Saide ve Cemal'in davacı Abdullah'tan önce taşınmazda pay satın aldıkları ve 4 ve 5 nolu dairelerin adı geçen davalılara ait olduğu, 6 nolu daire yönünden ihtilaf bulunmayıp dairenin davacı Hacıbayram'a ait olduğu gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.Karar, davacılar Abdullah, Ender ve Alay tarafından süresinde temyiz edilmiş olmakla tetkik hakimi'nin raporu okundu. Düşüncesi alındı. Dosya incelendi. Gereği görüşülüp, düşünüldüDava, mülkiyetin tespiti isteğine İlişkindir.Mahkemece, davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.Dosya içeğinden, toplanan delillerden; çekişme konusu 235 ada 2 parsel sayılı taşınmazın paylı mülkiyet üzere olduğu, bu yerde yapılan işaatta bağımsız bölümler oluşturulduğu, yapının ruhsat ve projesine aykırı olarak inşa edildiği, iskan ruhsatının bulunmadığı, yapıdaki bağımsız bölümlerden fazla paydaşın mevcut olduğu anlaşılmaktadır.Türk Medeni Kanunun 688 ve devamı maddelerinde düzenlenen paylı mülkiyet hükümlerine göre, paylı mülkiyet üzere olan taşınmazda, paydaşla-nn taşınmazın tamamı bakımından her yerinde hak sahibi olmaları asıldır. Aralarında tüm paydaşları kapsar şekilde bir anlaşma olmadıkça, bir yada birden fazla paydaşın taşınmazın belli ve muayyen yeri üzerinde hak sahibi olmalarına yasal olanak yoktur. Böyle bir tespit hükmü açıklanan mülkiyet hükümlerine aykırılık teşkil eder.Hal böyle olunca; davanın reddine karar verilmesi gerekirken yazılı olduğu üzere hüküm kurulması doğru değildir. Bir kısım davacıların temyiz İtirazları yerindedir. Kabulü ile hükmün açıklanan nedenle HUMK.nun 428. maddesi gereğince (BOZULMASINA), peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 31.3.2005 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.