MAHKEMESİ: GİRESUN 2. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİTARİHİ: 23/12/2009NUMARASI: 2009/384-2009/327Taraflar arasında görülen davada;Davacı, 136 parsel sayılı taşınmazın kıyı kenar çizgisi içinde kaldığı, devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan yerlerden olup, özel mülkiyete konu teşkil edemeyeceğini ileri sürerek kıyı kenar çizgisi içinde kalan kısmın tapu kaydının iptaline ve üzerindeki yapıların yıkımına karar verilmesini istemiştir. Davalı, davanın reddini savunmuştur.Davanın kabulüne ilişkin olarak verilen karar Dairece, 5841 Sayılı Yasanın 2. maddesi ile değişik 3402 Sayılı Kadastro Yasasının 12. maddesinde öngörülen 10 yıllık hak düşürücü sürenin geçmiş olduğu belirtilerek davanın hak düşürücü süreden dolayı reddine karar verilmesi gerektiği gerekçesiyle bozulması üzerine, mahkemece bozmaya uyularak davanın reddine karar verilmiştir. Karar, davacı tarafından süresinde temyiz edilmiş olmakla; Tetkik Hakimi . raporu okundu. Düşüncesi alındı. Dosya incelendi. Gereği görüşülüp, düşünüldü.Dava, 3621 Sayılı Yasaya dayalı sicil terkini isteğine ilişkin olup, mahkemece, hükmüne uyulan bozma ilamında belirtilen hususlar gözetilmek suretiyle davanın hak düşürücü süre nedeniyle reddine karar verilmiş olması doğrudur. Bu yöne değinen davac?? Hazine'nin temyiz itirazları yerinde değildir. Reddine.Ancak, her dava açıldığı tarihteki koşullara tabidir. Dava tarihi itibariyle davasında haklı olan bir kimsenin yargılama sırasında çıkan yasa gereğince haksız duruma düşmesi halinde yargılama giderleri ve 1957 tarih, 4/16 Sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı gereğince bu giderlerden sayılan avukatlık ücretinden sorumlu tutulamayacağı açıktır.Anılan bu kural yasal ve yargısal uygulamada kararlılık kazanmıştır.(Baki Kuru, Hukuk Usulü Muhakemeleri 5. cilt, sayfa 5338, dipnot 159; 10. H.D. 21/12/1976, 8770/8739 ve dipnot 160: 5. HD 12/09/1977, 5445/5655 dipnot 161: 10.HD 24/02/1976, 6296/1297) Davacı Hazine, temyiz dilekçesinde sair nedenlerden söz etmek suretiyle bu hususa da değinmiştir.Hal böyle olunca, somut olayda mahkemece yapılan keşif sonucu çekişmeli bölümlerin kıyı kenar çizgisine göre kıyıda kaldığı ve dava tarihinde davacı hazinenin haklı olduğu anlaşıldığına ve yargılama sırasında yürürlüğe giren 5841 Sayılı Yasa gereğince dava reddedildiğine göre davalının tüm yargılama giderlerinden ve avukatlık ücretiyle maktu harçtan sorumlu tutulması gerekirken aksine yazılı düşüncelerle yazılı olduğu üzere hüküm kurulması isabetsizdir. Öyleyse, davacı Hazinenin yukarıda değinilen yargılama giderleri ve avukatlık ücreti açısından temyiz itirazı yerindedir. Kabulüyle hükmün açıklanan nedenlere hasren HUMK.'nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, 05.4.2010 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.