MAHKEMESİ : ADANA 7. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİTARİHİ : 16/03/2006NUMARASI : 2005/236-2006/75Taraflar arasında görülen davada;Davacı, miras bırakan N....... adına kayıtlı 1175 sayılı parseldeki 3 nolu bağımsız bölümü muvazaalı olarak davalıya temlik ettiğini, miras bırakanın işlem tarihinde ileri derecede bunama ve unutkanlık halinde olduğunu, ayrıca kandırılmış olabileceğini ileri sürerek, iptal ve pay oranında tescilini istemiştir.Davalı, taşınmazın bedelini ödeyerek satın aldığını belirtip, davanın reddini savunmuştur.Mahkemece, miras bırakan tarafından davalıya yapılan temliki işlemin muvazaalı olduğu gerekçesiyle, davanın kabulüne karar verilmiştir. Karar, davalı tarafından süresinde temyiz edilmiş olmakla; Tetkik Hakimi raporu okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelendi, gereği görüşülüp, düşünüldü.Dava, ehliyetsizlik ve muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı tapu iptal, tescil isteğine ilişkindir.Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiştir. Dosya içeriğinden, toplanan delillerden; özellikle davanın ileri sürülüş biçimine göre, miras bırakan Nebahat’ın adına kayıtlı 1175 parseldeki 3 nolu bağımsız bölümü mirasçılardan mal kaçırma amaçlı ve muvazaalı olarak davalıya temlik edildiği, miras bırakanın işlem tarihinde ileri derecede bunama ve unutkanlık rahatsızlığının bulunduğu ileri sürülmüştür. Gerçekten de, taşınmazın 24.12.1998 tarihinde miras bırakan tarafından satış suretiyle davalıya temlik edildiği kayden sabittir. Davacı, her ne kadar davasını ehliyetsizlik ve muris muvazaası hukuksal nedenine dayanarak açmış ise de, mahkemeye ibraz ettiği 15.03.2006 havale tarihli dilekçesi ile ehliyetsizlik ve muris muvazaası hukuksal nedenlerine değil, kendisine ait saklı paya yönelik miras bırakanın tasarrufunun iptalini istediklerini belirtmiş ve böylece davada dayandığı nedeni tenkise hasretmiştir. Kaldı ki, 16.03.2006 tarihli oturumda da aynı hususu tekrar etmiştir.Oysa, mahkemece bu beyan göz ardı edilmek suretiyle muris muvazaasına dayalı olarak araştırma yapılarak davanın kabulü cihetine gidilmiştir.Öyle ise, mahkemece kurulan hükmün doğru ve yasal olduğu söylenemez.Hal böyle olunca, davacının beyanına göre isteği ile bağlı kalınmak suretiyle bir araştırma yapılarak sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme ile yazılı olduğu üzere hüküm kurulmuş olması doğru değildir. Davalının bu yöne değinen temyiz itirazları yerindedir. Kabulü ile, hükmün açıklanan nedenlenden ötürü HUMK.'nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 27.03.2008 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.