Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 3850 - Karar Yıl 2012 / Esas No : 427 - Esas Yıl 2012





MAHKEMESİ : ANTALYA 2. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİTARİHİ : 05/05/2005NUMARASI : 1995/8-2005/154Taraflar arasında görülen davada;Davacı Hazine, kayden maliki olduğu dava konusu 451, 452, 453, 454, 617 ve 1409 sayılı kadastral parsellerin bulunduğu çalışma alanında yapılan imar uygulamasının Yasa ve Yönetmeliklere aykırı olduğunu, idari işlemin iptali amacıyla İdari yargıda dava açıldığını ileri sürerek dava sonucu beklenerek imar parsellerinin iptali ile kadastral parsellerin ihyasına karar verilmesini istemiştir.Davalılar, idari işlemin iptaline karar verilmeden iptal ve tescil davasının dinlenemeyeceğini belirterek davanın reddini savunmuşlardır. Mahkemece; tapu kaydının dayanağını teşkil eden idari işlemin iptaline karar verildiği gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.Karar, davalı Belediye tarafından süresinde temyiz edilmiş olmakla; Tetkik Hâkimi raporu okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelendi, gereği görüşülüp düşünüldü. Dava, imar işleminin idari yargı yerinde iptal edilerek kesinleşmesi nedeniyle oluşan imar parsellerinin yolsuz tescil durumuna düştüğü iddiasına dayalı kadastral parsellerin geometrik ve mülkiyet durumuna ihyası isteğine ilişkindir.Mahkemece, 451, 452, 453,454, 617 ve 1409 sayılı kadastral parsellerden oluşan imar çap kayıtlarının iptali ile imar öncesi kadastral mülkiyet parseline dönüştürülmesine karar verilmiştir.Hemen belirtilmelidir ki, imar parsellerinin hukuki dayanağını (illetini) teşkil eden idari yargı yerinde iptal edilip kesinleşmesi ile imar parsellerinin TMK'nun 1025. maddesinde öngörülen yolsuz tescil durumuna düşeceği açıktır. Buna göre kadastral parsellerin gittileri olan imar çap kayıtlarının iptal edilip eski kadastral parsellerin geometrik ve mülkiyet durumunun yeniden ihyasına karar verilmesi gerektiğinde kuşku bulunmamaktadir. Ne var ki, mahkemece imar parselleri belirtilmeksizin infazda tereddüt yaratacak şekilde karar verildiği gibi iptali gereken imar parsellerinin tüm maliklerinin davada yer almaları da sağlanmamıştır.Öte yandan eksiğin tamamlatılması yoluyla getirtilen belgelerden; 12100 ada , 1 nolu imar parselinde hükümden sonra 29.6.2009 tarihinde hükmen pay temellük eden S.C. O.C. ve Ş.Ü. de dava dışı kaldığı anlaşılmaktadır.Hal böyle olunca, mahallinde keşif yapılarak her bir kadastral parselin zeminde nereye ve hangi imar parseline ait olduğunun duraksamaya yer bırakmayacak şekilde ehil bilirkişeler marifetiyle saptanması, Hazinenin maliki olduğu kadastral parsellerden oluşan imar parsellerinin maliklerinin davada yer almalarının ve hükümden sonra 1 nolu imar parselinde paydaş olan kişilerin de davada taraf olmalarının sağlanması, imar uygulaması ile şayet " park, bahçe, yeşil alan, yol" şeklinde yerler oluşturulmuş ise belirlenmesi ve tapusunun iptaline karar verilen imar parselleri belirtilmeksizin bunlar hakkında da kabul kararı verilmesi gerekirken eksik tahkikatla yetinilerek infazda tereddüt yaratacak şekilde karar verilmesi isabetsizdir.Davalının temyiz itirazları yerindedir. Kabulüyle hükmün açıklanan nedenden ötürü (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK.'nın 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 2.4.2012 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.