Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 3848 - Karar Yıl 2012 / Esas No : 125 - Esas Yıl 2012





MAHKEMESİ : ANTALYA 4. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİTARİHİ : 25/05/2011NUMARASI : 2010/267-2011/157Taraflar arasında görülen davada;Davacı, 3367 sayılı Yasa ile değişik 442 sayılı Yasa uyarınca uygulamaya alınan ...Köyü yerleşim alanında plan gereğince oluşturulan ve Köy Tüzel Kişiliği adına ifrazen tescili sağlanan 60 adet imar parselinin köy ihtiyar heyetince belirlenen hak sahiplerine dağıtıldığını ancak yapılan şikâyetler üzerine dağıtım yapılan kişilerden bir kısmının Köy Yerleşim Alanı Uygulama Yönetmeliğinin 11 ve 12. maddesindeki şartları taşımadığı halde hak sahibi yapıldığının tespit edildiğini, davalının da anılan yasal koşulları taşımadığı gibi tescilden itibaren 5 yıl içinde ev yapmadığını ileri sürerek davalı adanı kayıtlanan 103 ada, 2 parsel sayılı taşınmazın tapu kaydının iptali ile ... Köy Tüzel Kişiliği adına tescile karar verilmesini istemiştir. Davalı, çekişme konusu taşınmazı bedelini ödeyerek satın aldığını, 5 yıl içinde bina yapmak gerektiğini bilmediğini, ...Köyü nüfusuna kayıtlı olup halen anne ve babasının köyde ikamet ettiğini, işi nedeniyle Antalya ‘da yaşadığını belirterek davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, davanın sübut bulduğu gerekçesiyle kabulüne karar verilmiştir. Karar, davalı tarafından süresinde duruşmalı olarak temyiz edilmiş olmakla;, Tetkik Hâkimi raporu okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelendi, duruşma talebinin dava değeri yönünden reddedilip, gereği görüşülüp düşünüldü. Dava, tapu iptali ve ...Köy Tüzel kişiliği adına tescil isteğine ilişkindir.Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiştir. Bilindiği üzere; davada sıfat, dava konusu subjektif hak ile taraflar arasındaki ilişkidir. Bir subjektif hakkı dava etme yetkisi, kural olarak o hakkın sahibine aittir. Bu nedenle o hakka ilişkin bir davada davacı olma sıfatı da o hakkın sahibine ait olması gerekir. Hakkın bulunduğu yerde sıfatın varlığı da kuşkusuzdur. Subjektif hakkın sahibinin ve o hakka uymakla yükümlü olan kişinin kimler olduğu maddi hukuka ilişkin bir sorundur. Diğer bir anlatımla sıfat maddi hukuka göre belirlenir. Diğer taraftan; devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan yerlerin 3367 sayılı Yasanın amacına uygun olarak kullanılmak üzere köy tüzel kişiliği adına kayıt oluşturulduktan, başka bir anlatımla mülkiyet köy tüzel kişiliğine geçtikten sonra, ilgililere tahsis edilmesi ve tahsise konu bu taşınmazların anılan Yasanın öngördüğü hak sahipliği esas ve usullerine aykırı olarak devrinin gerçekleştirildiği durumda, köy veya belediyenin dava açmaması halinde, taşınmazın öncesinde malik olan Hazinenin, Köy Tüzel Kişiliğinin usulsüz yaptığı iddia edilen dağıtımın düzeltilmesini ve amacına uygun olarak kullanılmak üzere köy/belediye adına tekrar tescilini isteme hakkı ve yetkisinin bulunduğu tartışmasızdır.Ne varki; çekişme konusu taşınmazın ilk geldisi olan 1197 parselin, kadastro tespiti sırasında 23.02.1948 tarih ve 135 sıra numaralı tapu kaydına istinaden ... Köyü Tüzel Kişiliği adına tespit edildiği, tespitin 20.12.1977 tarihinde kesinleştiği, anılan parselin 27.12.1995 tarihinde ifraz görerek 1712 ve 1713 parsellerin oluştuğu, ifraz parsellerinden 1712 parselin 27.12.1995 tarihinde satış suretiyle Hazineye devredildiği, 1713 parselin ise ...Köy Tüzel Kişiliği adına kayıtlı olup 34 parçaya ifraz edildiği, çekişme konusu 103 ada 2 parselinde bu 34 parça ifraz parsellerinden biri olup, ...Köyü Tüzel Kişiliği adına kayıtlı iken 01.10.2003 tarihinde davalıya temlik edildiği, çekişme konusu yerin devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan yerlerle ilgisinin olmadığı, taşınmazın geldisinin köye ait tapulu yer olup, davacı Hazine'nin hiçbir aşamada taşınmazın maliki olmadığı gibi Hazine tarafından 3367 sayılı Yasanın öngördüğü amaçla köye de devredilmediği görülmektedir.Hal böyle olunca; davacı Hazine'nin dava açma hakkının bulunmaması başka bir söyleyişle aktif husumet ehliyeti yokluğundan davanın reddine karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme ile yazılı olduğu üzere hüküm kurulmuş olması doğru değildir. Davalının belirtilen sebeplerle temyiz itirazları yerindedir. Kabulüyle, hükmün açıklanan nedenden ötürü (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK.'nın 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, 02.04.2012 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.