MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİDAVA TÜRÜ : GAİPLİK, TAPU İPTALİ VE TESCİLTaraflar arasında görülen gaiplik, tapu iptali ve tescil davası sonunda, yerel mahkemece, davacı ...'nin davasının reddine, müdahil Vakfın talebinin kabulüne, ..., ..., ...'in gaipliğine, gaipliğine karar verilenlerin paylarının iptali ile müdahil ... Vakfı Adına Tesciline ilişkin olarak verilen karar davacı ... ve müdahil ... vekili tarafından yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, Tetkik Hakimi ...'in raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü;-KARAR-Dava, gaiplik ve tapu iptal, tescil isteklerine ilişkindir.Davacı ...; 267 ada 14 kapı numaralı taşınmazın paydaşları ..., ... ve ...’e ulaşılamaması nedeniyle Defterdarın kayyım tayin edildiğini, Türk Medeni Kanununun 588. maddesi uyarınca taşınmazın kayyımla idare süresinin dolduğunu ileri sürerek, adı geçenlerin gaipliğine ve adlarına kayıtlı payların ... adına tesciline karar verilmesini istemiştir.Müdahale talebinde bulunan ...; mülhak bir vakıf olduklarını, taşınmazın aslının vakıf olup 5737 Sayılı Yasanın 17.maddesi uyarınca vakfı adına tescili gerektiğini ileri sürerek kayıt maliklerinin gaipliğine ve adlarına kayıtlı payların vakfı adına tesciline karar verilmesini istemiş, müdahale talep eden ...; gaipliği talep edilen kişilerin mirasçısı olduğunu belirtmiştir.Mahkemece, davacı ...’nin davasının reddine, 5737 Sayılı Yasanın 17.maddesindeki koşulların gerçekleştiği gerekçesiyle müdahil Vakfın talebinin kabulü ile kayıt maliklerinin gaipliğine ve adlarına kayıtla payların Vakfı adına tesciline karar verilmiş, hüküm davacı ... ve müdahale talep eden ... tarafından temyiz edilmiştir.Dosya içeriği ve toplanan delillerden; kagir oda vasıflı 267 ada 14 kapı numaralı taşınmazın 6/216 payının ..., 12/216 payının ..., 24/216 payının ... adlarına 24.03.1942 tarihinde kadastro ile tescil edildiği, adı geçenlere ... Sulh Hukuk Mahkemesinin 1990/121 sayılı kararı ile Defterdarın kayyım olarak atandığı, tapu kaydında vakıf şerhi bulunduğu anlaşılmaktadır. Bilindiği üzere; 5737 sayılı Yasanın 17. maddesinde “Tasarruf edenlerin veya maliklerin mirasçı bırakmadan ölümleri, kaybolmaları, terk veya mübadil gibi durumlara düşmeleri halinde icareteynli ve mukataalı taşınmaz malların mülkiyeti vakfı adına tescil edilir.” hükmüne yer verilmiş olup, anılan yasal düzenleme uyarınca taşınmazın vakfı adına tesciline karar verilebilmesi için kayıt maliklerinin gaip olup olmadıkları, mirasçılarının bulunup bulunmadığının saptanması gerekmektedir.Somut olaya gelince, mahkemece yapılan araştırma ve incelemenin yukarıda açıklanan yasal düzenleme ve ilkeler ile birlikte değerlendirildiğinde hüküm vermeye elverişli olduğunu söyleyebilme imkanı yoktur. Şöyle ki, gaipliğine karar verilmesi istenen kişiler adına taşınmazda pay tesciline dayanak tüm belgeler getirtilmeden neticeye gidilmiştir.Hal böyle olunca; çekişme konusu taşınmazda ..., ... ve ... adına pay tesciline ilişkin kadastro tespitine dayanak belgeler ile adı geçenlerin kimliğinin tespitine yarar bilgilerin temin edilmesi gerektiğinde kayıtlar üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılarak özellikle 20.05.1946 tarihli ve 1799 yevmiye numaralı işleme ilişkin belgeler de incelenmek suretiyle adı geçenler yönünden 5737 Sayılı Yasanın 17.maddesinde belirtilen koşulların gerçekleşip gerçekleşmediğinin açıklığa kavuşturulması, öte yandan müdahil ... tarafından hasımlı olarak açılan veraset ilamına ilişkin davanın sonucunun beklenmesi ve varılacak sonuç çerçevesinde bir karar verilmesi gerekirken anılan hususları gözardı edilerek yazılı şekilde karar verilmesi doğru değildir. ... ve müdahale talep eden ...’ın temyiz taleplerinin açıklanan nedenlerle kabulü ile, hükmün (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK'un 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 31.03.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.