MAHKEMESİ : HAYRABOLU ASLİYE HUKUK MAHKEMESİTARİHİ : 24/10/2007NUMARASI : 2005/335-2007/252Taraflar arasında görülen davada;Davacılar, miras bırakanları A.... A.... adına tapuda kayıtlı bulunan 200 ve 470 parsel sayılı taşınmazları davalının haksız olarak kullandığını ileri sürerek elatmanın önlenmesi isteğinde bulunmuşlardır.Davalı; çekişme konusu taşınmazları davacıların miras bırakanı A....A.... ile aralarında düzenledikleri icar sözleşmesi nedeniyle kullandığını sözleşmenin usulüne uygun olarak sona erdirilmediğini belirterek davanın reddini savunmuştur.Mahkemece, davalının taşınmazları icar sözleşmesine dayalı olarak kullandığının belirlendiği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.Karar, davacılar tarafından süresinde temyiz edilmiş olmakla; Tetkik Hakimi raporu okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelendi, gereği görüşülüp, düşünüldü.Dava, çaplı taşınmaza elatmanın önlenmesi isteğine ilişkindir.Mahkemece, davanın reddine karar verilmiştir.Dosya içeriğine ve toplanan delillere göre, davacıların tapu kaydına dayanarak eldeki davayı açtıkları davalı ise, davacıların murisi ile yapmış olduğu 19.8.2003 tarihli tarla icar sözleşmesine dayanarak taşınmazı kullandığını, sözleşmenin usulüne uygun olarak feshedilmediğini, geçerliliğini koruduğunu savunduğu anlaşılmaktadır.Bilindiği üzere; özel yasa hükümleri saklı kalmak koşuluyla gerek taşınır, gerekse taşınmaz mallara ilişkin kira sözleşmelerinin geçerli olması hiçbir biçim koşuluna bağlı değildir.Kira sözleşmeleri yazılı veya sözlü yapılabileceği gibi zımni (üstü kapalı) olarakta vucuda getirilebilir.Dosya içeriğine göre, davacıların miras bırakanı A....A.....adına kayıtlı bulunan çekişme konusu taşınmazların davalı ile miras bırakan A...arasında düzenlenen 19.8.2003 tarihli tarla icar sözleşmesi ile kullanımının 2 (iki) yıl süreyle davalıya bırakıldığı, miras bırakan A.....'in 12.12.2004 tarihinde vefat ettiği, mirasçı olan davacıların, davalıya 21.8.2005 tarihinde tebliğ edilen uyarıyı gönderdikleri ve 02.9.2005 tarihindede eldeki davayı açtıkları anlaşılmaktadır.Borçlar Kanununun 285.maddesine göre, "müddet hakkında akit veya mahalli adet ile hilafında bir hüküm tayin edilmemiş ise iki taraftan herbiri en aşağı altı (6) aylık bir ihbar müddetine riayet şartıyla akti feshetmek selahiyetine haiz" olup somut olayda; davalının dayandığı icar sözleşmesinin iki yıl süreli olduğunun sözleşmede açıkça belirtildiği gibi sözleşmenin yapıldığı 19.8.2003 tarihinden itibaren 2 (iki)yıllık sürenin 19.8.2005 tarihinde sona erdiği böylece akdin Borçlar Kanununun 287.maddesi hükmü uyarınca hukuki geçerliliğin kalmadığı, kaldıki sukut ile akdin tecdit edilmediği ve davacıların sözleşmenin sona ermesi nedeniyle ihtar çektikten sonrada eldeki davayı açtıkları esasen sözleşmede de sürenin dolması ile sözleşmenin son bulacağı kararlaştırılmış olup anılan bu bulgular dosya kapsamı ile sabittir.Hal böyle olunca, davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken yanılgılı değerlendirme ile yazılı olduğu üzere hüküm kurulması doğru değildir.Davacıların temyiz itirazları yerindedir.Kabulü ile hükmün açıklanan nedenlerden ötürü HUMK.'nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 26.3.2008 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.