ESAMAHKEMESİ : ÇANAKKALE 2. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİTARİHİ : 01/10/2007NUMARASI : 2006/278-2007/428Taraflar arasında görülen davada;Davacılar,miras bırakan Ş. G.’in kendi miras bırakanından intikal eden taşınmazları miras taksim sözleşmesi doğrultusunda intikalini yaptırdıkları sırada isim benzerliği nedeniyle aralarında yaptıkları taksime aykırı olarak 25 parselin davalı Ş.,151 parselin muris adına tescil edildiğini,fiili kullanımın ise başından beri doğru parseller üzerinden yapıldığını,25 parselin daha sonra diğer davalılara hileli ve muvazaalı olarak satış yoluyla temlik olunduğunu ileri sürüp 25 ve 151 parsel sayılı taşınmazların tapu kayıtlarının iptali ile 25 parselin adlarına,151 parselin istek olduğu taktirde davalılar adına tesciline karar verilmesini istemişlerdir.Davalı Ş.,dava konusu taşınmazların hata sonucu tescile konu edildiklerini, 25 parsel adına kayıtlı olmasına rağmen intikalden itibaren 151 parseli kullanıp fiilen anılan parseli diğer davalı E.’a devrettiğini savunmuştur. Davalı E.,dava konusu 25 parsel sayılı taşınmazı bedelini ödeyerek satın aldığını,hatayı 2003 yılında öğrenip durumu davacılara bildirdiğini,davanın 1 yıllık hak düşürücü süre içinde açılmadığını belirtip davanın reddini savunmuştur. Davalı H.,yargılamaya katılmadığı gibi davaya cevap da vermemiştir. Mahkemece,hata hukuksal nedenine dayalı davanın Borçlar Yasasının 31.maddesinde öngörülen 1 yıllık hak düşürücü süre içinde açılmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. Karar,davacılar tarafından süresinde duruşma istemli temyiz edilmiş olmakla tetkik hakimi ..raporu okundu. Düşüncesi alındı. Dosya incelendi. Duruşma isteği dava değeri yönünden reddedildi. Gereği görüşülüp, düşünüldüDava,tapu iptali ve tescil isteğine ilişkindir.Mahkemece,davanın hak düşürücü süre nedeniyle reddine karar verilmiştir.Dosya içeriğinden,toplanan delillerden;davacılar miras bırakanı Ş.G. ile davalı Ş..’nin diğer mirasçılarla birlikte 08.10.1999 tarihli akitle muris İ.T.P.’dan kalan taşınmazların intikalini yaptırıp aralarında yapmış oldukları rızai taksim neticesinde 151 parsel sayılı taşınmazın davacılar murisi Ş..adına tescil edildiği,dava konusu 25 parsel sayılı taşınmaz yönünden anılan akitte kimin adına tescil edileceği yolunda bir açıklık olmadığı halde çap kaydının aynı akitle taksim suretiyle davalı Ş. adına oluşturulduğu, davalı Ş.’nin daha sonra 25 parsel sayılı taşınmazı 11.02.2002 tarihli akitle davalı E.’a, onun da 05.05.2006 tarihli akitle davalı H.’a satış yoluyla temlik ettiği anlaşılmaktadır.İddianın ileri sürülüş biçiminden ve içeriğinden davacıların yolsuz tescil hukuksal nedenine dayalı olarak eldeki davayı açtıkları görülmektedir.Dosya kapsamı ile mirasçıların Türk Medeni Yasasının 676. maddesi hükmüne göre taksim yaptıkları ve taksime dayalı akit uyarınca sicillerin oluştuğu,ancak çekişmeli 25 nolu parselin bu taksimde kime bırakıldığına dair açıklık olmamasına rağmen yolsuz biçimde davalı Şadiye adına tescille kaydın oluştuğu açıktır.Yolsuz tescil hukuksal nedenine dayalı davaların hak düşürücü süreye ve zaman aşımına tabi olmadığı yerleşik uygulamalar gereğidir.Hal böyle olunca;işin esasına girilmesi gerekirken hukuki nitelemede yanılgıya düşülerek ve buna bağlı olarak da hak düşürücü süreden davanın reddedilmiş olması doğru değildir.Davacıların temyiz itirazları yerindedir. Kabulü ile hükmün açıklanan nedenlerle HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 26.3.2009 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.