MAHKEMESİ : BALA ASLİYE HUKUK MAHKEMESİTARİHİ : 30/07/2007NUMARASI : 2003/228-2007/353Taraflar arasında görülen elatmanın önlenmesi,yıkım,alacak ve ecrimisil davası sonunda, yerel mahkemece davanın reddine ilişkin olarak verilen karar davacı vekili tarafından yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, Tetkik Hakimi raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü;-KARAR- Dava, çaplı taşınmaza elatmanın önlenmesi, yıkım, alacak ve ecrimisil isteklerine ilişkindir.Davacı, kayden maliki olduğu 2205 parsel sayılı taşınmazın 25 m²'lik kısmına davalıların kendi aralarında yaptıkları 06.10.2000 tarihli protokol gereğince baz istasyonu kurulduğunu ve davalı belediyeye seneliği 1.000 dolardan 3 senelik toplam 3.000 dolar ödendiğini ileri sürerek elatmanın önlenmesi,yıkım ve 3.000 doların davalılardan tahsiline karar verilmesini istemiş;yargılama sırasında ise baz istasyonunun bulunduğu yine kayden maliki olduğu 116 parsel yerine sehven 2205 parselin yazıldığını bildirmiş ve ıslah ile birlikte davalı şirketten 2.505,83 TL ecrimisilin tahsiline karar verilmesini istemiştir. Davalı şirket, davanın reddini savunmuş,diğer davalı belediye ise cevap vermemiştir. Mahkemece,dava konusu baz istasyonunun 2205 parsel içersinde değil yine davacıya ait 116 parsel sayılı taşınmaz içersinde kaldığının keşfen saptandığı ve usulüne uygun bir ıslahın da bulunmadığı gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir.Hemen belirtilmelidir ki, yapılan keşif sırasında el atmaya konu olduğu iddia edilen baz istasyonunun davacı vekilinin dilekçesinde belirttiği 2205 parsel üzerinde olmayıp, bu taşınmazla komşu 116 parsel içerisinde bulunduğu ve bu parselin de davacı hazineye ait olduğunun anlaşılması, davacı vekilinin buna ilişkin olarak mahkemeye düzeltme dilekçesi sunması ve 1086 sayılı HUMK'un 80. (6100 sayılı HMK'nın 183.) maddesine göre maddi hataya dayalı yanlışlıkların düzeltilebileceği hükmü karşısında davacı vekilinin dilekçesi doğrultusunda yapılan hatanın açık bir maddi hata olduğu kabul edilerek davanın düzeltilen doğru parsel üzerinden yürütülüp sonuçlandırılması gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması doğru değildir. Davacı vekilinin bu yöne değinen temyiz itirazları yerindedir. Kabulü ile hükmün (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK'un 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, 18.03.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.