Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 3748 - Karar Yıl 2013 / Esas No : 9634 - Esas Yıl 2012





MAHKEMESİ: SALİHLİ 2. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİTARİHİ: 13/03/2012NUMARASI: 2011/92-2012/176Yanlar arasında görülen tapu iptal ve tescil davası sonunda, yerel mahkemece davanın, reddine ilişkin olarak verilen karar davacı tarafından yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla, duruşma günü olarak saptanan 19.3.2013 Salı günü için yapılan tebligat üzerine temyiz eden vekili Avukat U.. Ş.. ile temyiz edilen vekili Avukat A.. D.. geldiler duruşmaya başlandı, süresinde verildiği ve kayıt olunduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra gelen vekillerin sözlü açıklamaları dinlendi, duruşmanın bittiği bildirildi, iş karara bırakıldı. Bilahare Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelenerek gereği görüşülüp düşünüldü: Dava, tapu iptali ve tescil isteğine ilişkin olup, mahkemece, davanın reddine karar verilmiştir.Dosya içeriğinden, toplanan delillerden; davacının çekişme konusu 1256 parsel sayılı taşınmazdaki 6 nolu meskeni 03.05.2010 tarihli akitle hibe suretiyle davalıya temlik ettiği, tarafların 20.05.2010 tarihinde evlendikleri anlaşılmaktadır.Davacı, kayden maliki olduğu 1256 parsel sayılı taşınmazdaki 6 nolu bağımsız bölümü evlenme arifesinde kendisine bakması için davalıya devrettiğini, daha sonra evlendiği davalının bakım görevini yerine getirmediğini, yemek ve temizlik işlerini de yapmayarak düzenli yaşam isteğini kabul etmediğini, ortak hesaptan habersiz para çektiği için tartıştıklarını, davalının evi terk ettiğini, aralarında derdest boşanma davası bulunduğunu, bakım görevini yerine getirmeyen davalının akde aykırı davrandığını ileri sürerek eldeki davayı Salihli 2. Asliye Hukuk Mahkemesinde açmıştır.Mahkemece, 14.07.2011 tarihli oturumda, taraf talepleri evlilik hukukundan kaynaklandığından 4787 sayılı yasa gereğince, davaya Aile Mahkemesi sıfatıyla bakılmasına karar verilmiş, bu ara karardan dönülmeden dava sonuçlandırılmıştır.Hemen belirtilmelidir ki, 4787 sayılı Aile Mahkemelerinin Kuruluşu ve Görevleri Hakkındaki yasanın 4. maddesi hükmüne göre, 4721 sayılı Türk Medeni Kanunun 2. kitabının 3. kısmı hariç olmak üzere 4722 sayılı Türk Medeni Kanunun yürürlük ve Tatbikatına ilişkin yasa hükümleri uyarınca aile hukukundan kaynaklanan davaların çözüm yerinin Aile Mahkemeleri olacağı hükme bağlanmıştır.Bilindiği üzere, olayları bildirmek taraflara, hukuki nitelemeyi yaparak uygulanacak kanun hükmünü tespit edip, tatbik etmek hakime aittir.(Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun 74. (6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 26.) maddesi.)İddianın yukarıda açıklanan içeriği ve ileri sürülüş biçimine göre taraflar arasındaki çekişmenin aile hukukundan kaynaklanmadığı ve yukarıda değinilen yasal düzenlemeler gereğince Aile Mahkemelerinin görevi kapsamında bulunmadığı, aksine Türk Medeni Kanunun 683. maddesinden kaynaklanan mülkiyet hakkına ve Borçlar Yasanı hükümlerine dayanılarak davanın açıldığı gözetildiğinde, taraflar arasındaki çekişmenin genel mahkemelerin görevi kapsamında olacağı sabittir.Görev kaidesi kamu düzeni ile ilgili olup, davanın her aşamasında mahkemece res'en gözetilmesi gerekli bir usul kuralıdır.O halde, davaya genel mahkeme sıfatıyla bakılarak çözüme kavuşturulması gerekirken hatalı nitelendirme ve yanılgılı değerlendirme ile aile mahkemesi sıfatıyla bakılarak hüküm kurulmuş olması doğru değildir.Davacının bu yöne ilişkin temyiz itirazları yerindedir. Kabulü ile hükmün (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK.'nın 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 29.12.2012 tarihinde yürürlüğe giren Avukatlık Ücret Tarifesinin 14. maddesi gereğince gelen temyiz eden vekili için 990.00.-TL. duruşma avukatlık parasının temyiz edilenden alınmasına, 19.3.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.