MAHKEMESİ: İSTANBUL 15. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİTARİHİ: 25/01/2012NUMARASI: 2009/350-2012/31Yanlar arasında görülen tapu iptal ve tescil davası sonunda, yerel mahkemece davanın, kabulüne ilişkin olarak verilen karar davalılar tarafından yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla, duruşma günü olarak saptanan 19.3.2013 Salı günü için yapılan tebligat üzerine temyiz edenler vekili Avukat A..G.. geldi, davetiye tebliğine rağmen temyiz edilen Davacı E..Y.. gelmedi yokluğunda duruşmaya başlandı, süresinde verildiği ve kayıt olunduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra gelen vekilin sözlü açıklamaları dinlendi, duruşmanın bittiği bildirildi, iş karara bırakıldı. Bilahare Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelenerek gereği görüşülüp düşünüldü:Dava, muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı tapu iptali ve tescil isteğine ilişkin olup, hükmüne uyulan bozma ilamı sonrasında mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiştir.Dosya içeriğinden, toplanan delillerden; miras bırakan İ..T..’in çekişme konusu 2433 ada 14 parsel sayılı taşınmazdaki 6 nolu bağımsız bölümü 04.03.1980 tarihli akitle davalıların murisi A..’e satış suretiyle temlik ettiği anlaşılmaktadır.Davacı, miras bırakan İbrahim’in dava konusu taşınmazı davalılar murisine temlikinin mirasçıdan mal kaçırma amaçlı ve muvazaalı olduğunu ileri sürerek eldeki davayı açmış, davalılar ise, çekişme konusu taşınmazın üçüncü kişiden satın alınırken bedelinin kendi miras bırakanları A..tarafından ödendiği halde, kök muris İbrahim adına sicil kaydının oluşturulduğunu ve daha sonra taşınmaz mülkiyetinin bu nedenle murisleri A..’e devredildiğini savunmuşlardır.Mahkemece, davanın reddine ilişkin olarak verilen karar, Dairemizce, somut olayda, muris muvazaası hukuksal nedenine dayanıldığı, davalıların inançlı işleme yönelik savunmalarını yazılı belge ile kanıtlayamadıklarından bu savunmaya değer verilemeyeceği açıklandıktan sonra, muris muvazaası iddiası bakımından yeterli araştırma ve inceleme yapılmadığından dairemizce bozulmuş, mahkemece anılan bozma ilamına uyulmuştur.O halde, mahkemece, davacı iddiasının 01.04.1974 tarih, ½ sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı kapsamında değerlendirilmesi gerektiği kuşkusuzdur. Mahkemenin, dava dayanağını Borçlar Kanununun 18. (6098 sayılı Türk Borçlar Yasasının 19.) maddesi olarak gösterilmiş olması doğru değildir.Yukarıda açıklanan bozma ilamımız doğrultusunda yapılan araştırma ve inceleme sonucunda, davacının muris İ..’in kızı, davalıların ise murisin ölen oğlu A..’in mirasçıları oldukları, miras bırakan İ..T..’in dava konusu 6 nolu meskeni 26.07.1968 tarihli akitle dava dışı M.. İ..’den satın aldığı, 14.01.1969 tarihli borç senedi ile muris İ..’in anılan 6 nolu dairenin alımı nedeniyle F..T..’den 50.000,00 TL borç aldığını kabul ederek, bu borcu 2 sene sonra ödeyeceğini taahhüt ettiği, anılan noter senet alacaklısı mirasçılarının tanık olarak beyanlarında, söz konusu borcu kısmen davalılar murisi Ahmet’in ödediğini, borç ödendiğinde taşınmazın davalılar murisi A.. adına geçeceğinin kararlaştırıldığını, borç tamamen ödenmese de devrin yapıldığını belirtikleri görülmektedir.Bu durumda, tüm dosya kapsamı, anılan tanık beyanları gözetildiğinde, çekişme konusu taşınmazın miras bırakan İ.. tarafından davalılar murisi A..’e temlikinin mirasçıdan mal kaçırma amaçlı ve muvazaalı olduğunu söyleyebilme olanağı yoktur.Hal böyle olunca; davanın reddine karar verilmesi gerekirken yanılgılı değerlendirme ile delillerin takdirinde yanılgıya düşülerek yazılı olduğu üzere hüküm tesisi isabetsizdir.Kabule göre de, davacının miras payı 48/512 olduğu halde, bu miras payı yerine 48/128 pay üzerinden kabul kararı verilmesi doğru olmadığı gibi hatalı paya göre hesap yapılarak yüksek karar ve ilam harcının da hüküm altına alınmış olması doğru değildir.Davalıların bu yönlere değinen temyiz itirazları yerindedir. Kabulü ile hükmün(6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK.'nın 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 29.12.2012 tarihinde yürürlüğe giren Avukatlık Ücret Tarifesinin 14. maddesi gereğince gelen temyiz edenler vekili için 990.00.-TL. duruşma avukatlık parasının temyiz edilenden alınmasına, 19.3.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.