Kanun Detayı

Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 3746 - Karar Yıl 2013 / Esas No : 9471 - Esas Yıl 2012





MAHKEMESİ: MERSİN 3. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİTARİHİ: 17/05/2012NUMARASI: 2011/135-2012/198Yanlar arasında görülen elatmanın önlenmesi, eski hale getirme ve tazminat davası sonunda, yerel mahkemece davanın reddine ilişkin olarak verilen karar davacı tarafından yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla, duruşma günü olarak saptanan 19.03.2013 Salı günü için yapılan tebligat üzerine temyiz eden vekili Avukat A.. K.. ile temyiz edilen vekili Avukat S.. E.. geldiler duruşmaya başlandı, süresinde verildiği ve kayıt olunduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra gelen vekillerin sözlü açıklamaları dinlendi, duruşmanın bittiği bildirildi, iş karara bırakıldı. Bilahare Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelenerek gereği görüşülüp düşünüldü:Dava, çaplı taşınmaza elatmanın önlenmesi, eski hale getirme ve tazminat isteklerine ilişkin olup, mahkemece, davanın reddine karar verilmiştir.Dosya içeriğinden, toplanan delillerden; çekişme konusu 1468 parsel sayılı taşınmazın kayden davacı adına kayıtlı olduğu, davalının kayıttan ve mülkiyetten kaynaklanan bir hakkının bulunmadığı, komşu 1467 parselin ise davalı adına kayıtlı olduğu anlaşılmaktadır.Davacı, dava konusu taşınmazın sınırında hendek açıp, hafriyat çalısması yapmak suretiyle davalının taşınmazında toprak kaymasına neden olduğunu, meyve ağaçlarının yıkıldığını, zeminin hareketli hale geldiğini, zarara uğradığını ileri sürerek eldeki davayı açtığı görülmektedir.Mahkemece, davacının davasını ispat edemediği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş ise de, yapılan araştırma ve uygulamanın yeterli olduğunu söyleyebilme olanağı yoktur.Şöyle ki, mahkemece yapılan uygulama sonucu elde edilen fen bilirkişi raporu ile, dava konusu taşınmazların bulunduğu arazilerin eğimli olduğu, sınırda ark açıldığı ve davacının maliki olduğu 1468 parsel sayılı taşınmazda toprak yarılmaları ve toprak kayması belirlendiği, aynı keşfe katılan inşaat ve ziraat mühendisi bilirkişilerin raporunda ise, kaymanın arazinin meyilli olmasından kaynaklandığı açıklandıktan sonra, kaymanın önlenmesi için teraslama çalışmasının yapılmadığı, halen ağaçlarda bir zararın tespit edilememekle beraber, kesin zararın tespiti için üretim dönemleri olan Ağustos-Eylül aylarında tekrar kontrol yapılması gerektiği açıklandığı halde mahkemece, anılan raporlarla yetinilerek sonuca gidildiği anlaşılmaktadır.Öyleyse, tarafların iddia ve delilleri toplanıp, gerekli araştırma ve inceleme yapılmadan, davacının taşınmazında toprak yarılması ve kayması olduğu belirlendiği halde, bunun nedeni üzerinde durulmadan, zararın giderilmesi yöntemleri belirlenmeden, konunun uzmanı olmayan bilirkişilerin soyut değerlendirmesi doğrultusunda karar verilmesinin doğru olduğu söylenemez.Hal böyle olunca; mahallinde içlerinde jeoloji mühendisinin de yer aldığı uzman bilirkişi heyeti ile birlikte yeniden keşif yapılarak, tarafların iddia ve savunmaları doğrultusunda gerekli araştırma ve incelemenin yapılması, bilirkişiden uygulamayı gösterir, denetime elverişli rapor alınması, davacının zararının olup olmadığının kesin biçimde ortaya konulması, zararın varlığının belirlenmesi halinde zararın giderilmesi yöntemlerinin raporda gösterilmesi ile hasıl olacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme ile, noksan soruşturmayla yetinilerek yazılı olduğu üzere hüküm tesisi isabetsizdir.Davacının bu yönlere değinen temyiz itirazları yerindedir. Kabulü ile hükmün açıklanan nedenlerle (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK.'nın 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 29.12.2012 tarihinde yürürlüğe giren Avukatlık Ücret Tarifesinin 14. maddesi gereğince gelen temyiz eden vekili için 990.00.-TL. duruşma avukatlık parasının temyiz edilenden alınmasına, 19.03.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.