Kanun Detayı

Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 3743 - Karar Yıl 2013 / Esas No : 9504 - Esas Yıl 2012





MAHKEMESİ : İSTANBUL ANADOLU 17. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİTARİHİ : 05/04/2012NUMARASI : 2011/73-2012/196Yanlar arasında görülen tapu iptal ve tescil davası sonunda, yerel mahkemece davanın, reddine ilişkin olarak verilen karar davacı tarafından yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla, duruşma günü olarak saptanan 19.3.2013 Salı günü için yapılan tebligat üzerine temyiz eden vekili Avukat M.. Ö.. ile temyiz edilen vekili Avukat Ö.. Ö.. geldiler duruşmaya başlandı, süresinde verildiği ve kayıt olunduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra gelen vekillerin sözlü açıklamaları dinlendi, duruşmanın bittiği bildirildi, iş karara bırakıldı. Bilahare Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelenerek gereği görüşülüp düşünüldü:Dava, ehliyetsizlik, hile ve gabin hukuksal nedenlerine dayalı tapu iptali ve tescil isteğine ilişkindir. Mahkemece, davanın reddine karar verilmiştir.Dosya içeriğinden, toplanan delillerden; davacının çekişme konusu 866 ada 191 parsel sayılı taşınmazdaki 1 nolu bağımsız bölümü 21.09.2010 tarihli akitle satış suretiyle davalı E..’e temlik ettiği, bu arada, davalı E..’e karşı eşi dava dışı S..O..’un 12.01.2011 tarihinde boşanma davası açtığı, Bursa 5. Aile Mahkemesinin 25.01.2011 tarih, 2011/180 esas, 2011/61 karar sayılı ilamı ile tarafların anlaşmalı şekilde boşanmalarına karar verildiği, davalı E..’in bu davada maliki olduğu 3 parça taşınmazını eşi davacı S.. O..’a devretmeyi kabul etmesi üzerine, mahkemece, boşanma kararı yanında dava konusu 866 ada 191 parsel sayılı taşınmazdaki 1 nolu bağımsız bölümün davalı E.. adına olan tapu kaydının iptali ile davacı S.. O..adına tesciline karar verildiği, anılan kararın tarafların temyizden feragati nedeniyle 03.02.2011 tarihinde kesinleştiği, S..M..’ın (O..) yukarıda açıklanan mahkeme kararını ibrazı ile yargılama sırasında 23.02.2011 tarihli akitle taşınmazı tapu kaydı üzerindeki eldeki davada verilen tedbir kararının bütün hukuki neticelerini kabul etmek kaydıyla S.. M..(O..) adına tescilinin yapıldığı anlaşılmaktadır.Davacı, dava konusu taşınmazı kullandığı depresyon ilaçları nedeniyle ehliyetsiz olduğu dönemde, komşusu olan davalının kendisini ölünceye kadar bakacağı yönünde kandırması nedeniyle satış suretiyle devrettiğini, yaşlılığından ve yalnızlığından faydalanan davalının taşınmazı düşük bedelle temlik aldığını ileri sürerek eldeki davayı 07.02.2011 tarihinde açmıştır.Bilindiği üzere, tapu iptali ve tescil istekli davalar, kayıt malikine husumet tevcih edilmek suretiyle açılır.Eldeki davada, kendisine husumet yöneltilen E.. O..’un dava tarihi itibariyle kayden kayıt maliki olmakla birlikte kesinleşen mahkeme kararı ile taşınmazın mülkiyetinin dava tarihinden kısa bir süre önce dava dışı S. (O.) M.’a geçtiği açıktır.Hemen belirtmek gerekir ki, 01.10.2011 tarihinde yürürlüğe giren 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 124. maddesinin 4. fıkrası, “ dava dilekçesinde tarafın yanlış veya eksik gösterilmesi kabul edilebilir bir yanılgıya dayanıyorsa, hakim karşı tarafın rızasını aramaksızın taraf değişikliği talebini kabul edebilir. Bu durumda hakim, davanın tarafı olmaktan çıkarılan ve aleyhine dava açılmasına sebebiyet vermeyen kişi lehine yargılama giderlerine hükmeder” hükmüne yer verilmiştir.Somut olayda, davacı davasını tapu kaydında kayıt maliki olarak yer alan davalı E.. O..’a husumet yönelterek açmış, fakat dava tarihinden 4 gün önce mülkiyetin kesinleşen mahkeme kararı ile davalı E..’in anlaşmalı olarak boşandığı eşi S.. M..’a geçtiği sabit olup, davacının açıklandığı şekildeki mülkiyet değişikliğini bilebilme imkanı olmadığı kuşkusuzdur. O halde, mahkemece Hukuk Muhakemeleri Kanununun 124/4. maddesi hükmü uyarınca, kabul edilebilir hatanın varlığı dikkate alınarak yeni malikin davada yer almasının sağlanması, ondan sonra işin esası hakkında bir karar verilmesi gerekirken yanılgılı değerlendirme ile davacının bu husustaki 08.03.2011 tarihli talebinin dilekçe üzerinden hukuki olmayan gerekçe ile reddedilmiş olması isabetsizdir.Davacının bu yönlere ilişkin temyiz itirazları yerindedir. Kabulü ile hükmün(6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK.'nın 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, bozma nedenine göre işin esasına yönelik temyiz itirazlarının incelenmesine yer olmadığına, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 29.12.2012 tarihinde yürürlüğe giren Avukatlık Ücret Tarifesinin 14. maddesi gereğince gelen temyiz eden vekili için 990.00.-TL. duruşma avukatlık parasının temyiz edilenden alınmasına, 19.3.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.