Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 3726 - Karar Yıl 2008 / Esas No : 1317 - Esas Yıl 2008





MAHKEMESİ: DENİZLİ 2. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİTARİHİ: 29/05/2007NUMARASI: 2005/529-2007/193Taraflar arasında görülen davada;Davacı,kayden paydaşı olduğu 3 parsel sayılı taşınmazda bulunan binanın zemin katının,davalı şirket tarafından haksız olarak kullanıldığını ileri sürerek,elatmanın önlenmesini istemiştir.Davalı,şirketlerinin aile şirketi olduğunu,davacının da önceden yönetiminde bulunduğunu,davacı ve diğer paydaşların muvafakatı ile çekişmeli taşınmazda faaliyet gösterdiğini bildirerek,davanın reddini savunmuştur.Mahkemece,dava açılmakla davacının rızasını kaldırdığı ve davalının kullanımının haksız olduğu gerekçesi ile davanın davacının payı oranında kabulüne karar verilmiştir.Karar,davacı ve davalı tarafından süresinde temyiz edilmiş olmakla;Tetkik Hakimi raporu okundu,düşüncesi alındı.Dosya incelendi,gereği görüşülüp düşünüldü:Dava, çaplı yere elatmanın önlenmesi isteğine ilişkindir.Mahkemece, davacının payı oranında davanın kabulüne karar verilmiş, hüküm taraflarca temyiz edilmiştir.Dosya içeriği ve toplanan delillerden; davacının dava konusu 3 parsel sayılı taşınmazda paydaş olduğu, dava dışı paydaşların da bulunduğu, davalı şirketin taşınmazda kayıttan ve mülkiyetten kaynaklanan bir hakkının bulunmadığı gözetilmek suretiyle mahkemece elatmanın önlenmesine karar verilmiş olması kural olarak doğrudur. Davalı şirketin, temyiz itirazları yerinde değildir. Reddine.Davacının temyizine gelince; dava dışı paydaşların 2006 yılında verdikleri muvafakatnameye dayanarak çekişme konusu taşınmazda davalı şirketin faaliyetini sürdürdüğü anlaşılmaktadır.Bilindiği üzere, Türk Medeni Kanununun 693.maddesi uyarınca; "paydaşlardan herbiri diğerlerinin hakları ile bağdaştığı ölçüde paylı maldan yararlanabilir ve onu kullanabilir. Ayrıca bölünemeyen ortak menfaatlerin korunmasını diğer paydaşları temsilen sağlayabilir.Öte yandan, bir taşınmazın herhangi bir nedenle paydaş olmayan kişilerin tasarrufuna bırakılması tüm paydaşların oybirliğini gerektiren önemli idari tasarruflardandır. Nitekim, Türk Medeni Kanununun 692.maddesi; "... paylı malın tamamı üzerinde tasarruf işlemlerinin yapılması oybirliği ile aksi kararlaştırılmış olmadıkça bütün paydaşların kabulüne bağlıdır. " hükmünü içermektedir.Somut olayda, davacı, davalı şirketin kullanımına muvafakat etmediği yönünde iradesini 2004 yılında çektiği ihtarla ortaya koymuştur.Hal böyle olunca, 21.6.1944 tarih ve 13/24 Sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı gereğince davanın kabulü ile (davacının payı oranında değil) mutlak surette elatmanın önlenmesine karar verilmesi gerekirken, aksine düşüncelerle yazılı biçimde karar verilmiş olması doğru değildir. Davacının, bu yöne değinen temyiz itirazı yeridedir. Kabulü ile hükmün bu yöne hasren HUMK.'nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 24.3.2008 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.