Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 3725 - Karar Yıl 2009 / Esas No : 2625 - Esas Yıl 2009





MAHKEMESİ: BANDIRMA 2. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİTARİHİ: 08/11/2007NUMARASI: 2006/429-2007/288Taraflar arasında görülen davada;Davacılar, miras bırakanları Ruhiye’nin mirasçılarından mal kaçırmak amacıyla ve muvazaalı olarak dava konusu 1170 ve 1173 parsel sayılı taşınmazlarını ara malik F. H.’a sattığını, F.’inde taşınmazları murisin oğlu davalıya temlik ettiğini ileri sürerek miras payları oranında tapu iptal ve tescil isteğinde bulunmuşlardır.Davalı, davanın reddini savunmuştur.Mahkemece, davalıya yapılan temliklerin mirasçıdan mal kaçırma amaçlı ve muvazaalı olduğu gerekçesiyle davanın kabulü ile davacıların miras payı oranında tapuların iptal ve tesciline karar verilmiştir.Karar, davalı vekili tarafından süresinde temyiz edilmiş olmakla; Tetkik Hakimi . .aporu okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelendi, gereği görüşülüp, düşünüldü.Dava, muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı tapu iptal ve tescil isteğine ilişkindir.Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiştir.Niza konusu taşınmazlardan 1170 parselin öncesinin miras bırakan R.’ye ait iken 1/2 payının dava dışı T.E.'e satıldığı bilahare R. ile T.’in 29.07.1985 tarihinde 1/2'şer paylarını Davalı A. E.'e rücü şartlı bağışladıkları, bu kişinin de 16.12.1991 tarihinde F.H.’a sattığı, F.'in de tekrar 09.08.1999 tarihinde A.’a satış suretiyle temlik ettiği görülmektedir. Taşınmaz 1985 yılında bağış yoluyla A.’a devredildiğine göre olayda 01.04.1974 tarih 1/2 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararının uygulama yeri bulunmamaktadır. Hemen belirtilmelidir ki, bağış şeklinde yapılan temliklerin geçerli olup, koşullarının gerçekleşmesi halinde tenkis hükümlerine tabi olacağı açıktır. O halde, anılan parsel bakımından açılan davanın reddine karar verilmesi gerekeceği tartışmasızdır.Öte yandan, dava konusu diğer 1173 parsel sayılı taşınmazın ise kadastrodan önce tapulu olduğu ve tespitin dayanağını teşkil eden 26.06.1958 tarih 72 nolu tapu kaydının A. O. oğlu H.a ait iken T.E.'e satıldığı ve kadastro tarafından da anılan kişi adına tespit ve tescil edildiği, bilahare davalı A.’a 09.08.1999 tarihinde satıldığı, anılan bu taşınmazın da muris R.ile bir ilgisin bulunmadığı, dava dışı üçüncü kişiden satın alındığı gözetildiğinde bu taşınmaz yönünden de davanın reddi gerekirken davanın kabulü doğru değildir.Davalının temyiz itirazları yerindedir. Kabulü ile hükmün açıklanan nedenlerle HUMK.'nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 26.03.2009 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.