.IMAHKEMESİ : VAKFIKEBİR ASLİYE HUKUK MAHKEMESİTARİHİ : 30/05/2013NUMARASI : 2006/288-2013/220Taraflar arasında görülen tapu iptali ve tescil davası sonunda, yerel mahkemece davanın kabulüne ilişkin olarak verilen karar davalılar vekili tarafından yasal süre içerisinde duruşma istekli temyiz edilmiş olmakla, duruşma günü olarak saptanan 17.03.2015 Salı günü için yapılan tebligat üzerine temyiz edenler vekili Avukat ........ geldi, davetiye tebliğine rağmen temyiz edilen vekili Avukat gelmedi, yokluğunda duruşmaya başlandı, süresinde verildiği ve kayıt olunduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra gelen vekilin sözlü açıklamaları dinlendi, duruşmanın bittiği bildirildi, iş karara bırakıldı. Bilahare Tetkik Hakimi ..... tarafından düzenlenen rapor okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelenerek gereği görüşülüp düşünüldü:-KARAR-Dava, muris muvazaası hukuksal sebebine dayalı tapu iptali ve tescil isteğine ilişkindir. Davacı, mirasbırakan (babası) H.. A..'ın tapu kayıtları ile malik olduğu taşınmazları ve bu taşınmazlardaki paylarını satış ve ölünceye kadar bakma akti ile oğlu olan davalı O.. A..'a temlik ettiğini, murisin bakım ihtiyacı bulunmadığını, kız çocuğu olması nedeniyle kendisinden mal kaçırma amaçlı ve muvazaalı olarak temlik yapıldığını, sonradan kadastroca mirasbırakandan davalıya gelen paylara karşılık olarak 103 ada 5, 9 ve13, 104 ada 6 ve 20, 119 ada 35 , 120 ada 120 ve 123 ada 21 ve 23 numaralı kadastral parsellerin davalı Osman adına tescil edildiğini, davalı Osman'ın da bu taşınmazlardan 103 ada 9 ve 13 , 104 ada 20 , 119 ada 35, 123 ada 21 ve 23 parsel sayılı taşınmazları yakın akrabası olan diğer davalı M.. K..'na, 103 ada 5 parsel sayılı taşınmazı ise oğlu olan davalı Çoşkun Albayrak'a devrettiğini, bu temliklerin de gerçek satışlar olmayıp muvazaalı devirler olduğunu ileri sürerek, miras payı oranında tapu iptali ve tescil isteğinde bulunmuştur.Davalılar, iddianın doğru olmadığını, murisin felçli ve prostat kanserli olması nedeniyle yaklaşık 7-8 yıl kadar oğlu ile torunu Çoşkun tarafından bakılarak tüm ihtiyaçlarının karşılandığını, ayrıca dava konusu edilen parsellerin çoğunun muristen gelmediğini, bir kısmının şufa davası yoluyla, bir kısımının ise üçüncü kişilerden satın alınmak suretiyle edinildiğini, 103 ada 5 parsel sayılı taşınmazın Tarım Bağkur kaydı yaptırabilmesi için davalı Coşkun'a temlik edildiğini, bir kısım taşınmazların da haciz gelmemesi için öteki davalı Mehmet'e devredildiğini belirterek, davanın reddini savunmuşlardırMahkemece, mirasbırakan tarafından yapılan temliklerin mirasçıdan mal kaçırma amaçlı ve muvazaalı olduğu gerekçesi ile davanın kabulüne karar verilmiştir.Dosya içeriğinden ve toplanan delillerden; 1927 doğumlu mirasbırakan H.. A..'ın 28.04.2000 tarihinde öldüğü, geride dava dışı sağ eşi ile davacı kızı ve davalı oğlunun mirasçı olarak kaldıkları, murisin tapunun 8.8.1980 gün ve 10 sıra numarasında kayıtlı taşınmazın tamamı ile 12.03.1936 tarih ve 29, 30, 31, 32 ve 35 sıra numarasında kayıtlı taşınmazlardaki 1/3 paylarını ve 15.07.1930 tarih ve 34 sıra numarasında kayıtlı olan taşınmazın 1/3 payını 8.8.1989 tarihinde ölünceye kadar bakma akti ile oğlu O.. A..'a temlik ettiği, dava konusu edilen 09.01.1976 tarih 15 sıra numarasında kayıtlı taşınmazın ise 1/3 payının dava dışı ....... adına kayıtlı iken bu payın satış suretiyle davalı O.. A.. adına tescil edildiği, 20.03.1996 ve 21.03.1996 tarihlerinde yapılan kadastro tesbitleri sonucunda harici ve rızai taksimlerden sözedilerek 103 ada 5, 9 ve13 , 104 ada 6 ve 20 , 119 ada 35 , 120 ada 120 ile 123 ada 21 ve 23 parsellerin davalı O.. A.. adına tespit ve tescil edildiği, davalının ise bu taşınmazlardan 103 ada 5 parseli 23.07.2004 tarihinde davalı ...., 103 ada 9 ve 13, 104 ada 20, 119 ada 35, 123 ada 21 ve 23 parsel sayılı taşınmazları 06.09.2005 tarihinde davalı M.. K..'na satış suretiyle temlik ettiği, öte yandan ölmeden 3-4 yıl kadar önce yatalak hasta olan mirasbırakana oğlu Osman'ın baktığı anlaşılmaktadır.Hemen belirtmek gerekir ki; mirasbırakan tarafından tapunun 8.8.1980 gün ve 10 sıra numarasında kayıtlı taşınmaz ile 12.03.1936 tarih ve 29, 30, 31, 32, 34 ve 35 sıra numarasında kayıtlı taşınmaz paylarının, kız çocuğu olan davacı mirasçıdan mal kaçırma amaçlı ve muvazaalı olarak temlik edildiği saptanmak, davalı C.. A..'ın murisin torunu (davalı Osman'ın oğlu) olduğu, çekişmeli parsellerin muris tarafından muvazaalı devredildiğini bilen ve bilmesi gereken kişi konumunda bulunduğu, cevap dilekçesindeki savunmaya göre, diğer davalı Mehmet'in de durumu bildiği ve 4721 sayılı TMK'nin 1023.maddesinin koruyuculuğundan yararlanamayacağı gözetilmek suretiyle yazılı şekilde karar verilmiş olmasında kural olarak bir isabetsizlik bulunmamaktadır. Ne var ki, muris tarafından yapılan temlikten sonra kadastro ile tapu kayıtları revizyon görmüş olup, yapılan tespit sırasında muristen gelen paylar ile birlikte başka taşınmazlardan gelen paylar ve ayrıca rızai taksimler yapılması nedeniyle mahkemece davacının iptalini isteyebileceği payların belirlenebilmesi için bilirkişiden rapor alınarak karar verilmiş ise de; hükme esas alınan raporunun yeterli ve denetime elverişli olduğunu söyleyebilme olanağı bulunmamaktadır. Hâl böyle olunca, kadastro öncesinde geldisi 8.8.1980 tarih ve 10 sıra numarası olan tapunun 8.8.1989 tarih ve 11 sıra numarasında kayıtlı taşınmaz ile yine geldileri 12.3.1936 tarih ve 29, 30, 31, 32, 35 ve 34 sıra olan, tapunun 8.8.1989 tarih ve 12, 13, 14, 15, 16 ve 17 sıra numarasında kayıtlı taşınmazların kadastro tesbiti ile dava konusu parsellere revizyon görüp görmediğinin kuşkuya yer vermeyecek şekilde saptanması, iptali istenilen parsellere revizyon gördüğünün saptanması halinde ise, bu parsellerde muristen gelen payların belirlenmesi ve belirlenecek bu paylar üzerinden davacının miras payı oranında iptal ve tescile karar verilmesi gerekirken, değinilen yönler gözardı edilerek yazılı şekilde karar verilmiş olması doğru olmadığı gibi, dava konusu 9.1.1976 tarih ve 15 sıra numarasında kayıtlı taşınmazda davalı O.. A..'ın 1/3 payını muristen değil, dava dışı Osman oğlu Ali'den satış suretiyle edindiği, murisin ise sadece satıcı ........ vekili sıfatıyla hareket ettiği belirlenmesine karşın, bu parselin de kabul kapsamına alınması da isabetli değildirDavalılar vekilinin bu yönlere değinen temyiz itirazları yerindedir. Kabulü ile hükmün açıklanan nedenlerden ötürü (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK'un 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 31.12.2014 tarihinde yürürlüğe giren Avukatlık Ücret Tarifesinin 14. maddesi gereğince gelen temyiz edenler vekili için 1.100.00.-TL. duruşma vekâlet ücretinin temyiz edilenden alınmasına, 17.03.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.