MAHKEMESİ: BİRECİK ASLİYE HUKUK MAHKEMESİTARİHİ: 12/09/2006NUMARASI: 2005/125-494Taraflar arasında görülen davada;Davacı, ortak miras bırakanları Z...E...’ın kendisinden mal kaçırmak amacıyla ve muvazaalı olarak 186 ve 622 parsel sayılı taşınmazlarını önce davalı M...’in kayınpederi olan İ... T.. satış göstererek devrettiğini, sonra da muvazaalı işlemin devamı olarak taşınmazların davalıya temlik edildiğini ileri sürüp, tapu kayıtlarının iptali ile miras payı oranında adına tescilini istemiştir.Davalı, satışın gerçek olduğunu, murisin ihtiyacı nedeniyle taşınmazlarını sattığını, yörede satışa çıkarılan taşınmazların yakın akrabalara satışının adetten olduğunu bildirip davanın reddini savunmuşturMahkemece, işlemlerin danışıklı olduğunun anlaşıldığı gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.Karar, davalı vekili tarafından süresinde temyiz edilmiş olmakla; Tetkik Hakimi ...raporu okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelendi, gereği görüşülüp düşünüldü. -KARAR-Dava, muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı tapu iptali ve tescil isteğine ilişkindir.Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiştir.Dosya içeriğinden ve toplanan delillerden; tarafların miras bırakanı Z... E.. aracı kullanmak suretiyle iki parça taşınmazını davalıya temlik ettiği anlaşılmaktadır.Davacı, anılan temliklerin muvazaalı olduğu ileri sürerek, eldeki davayı açmıştır.Dosyadaki belge ve bilgilerden, özellikle, davacının miras bırakanı Z..E...veraset ilamında 29.3.2005 tarihinde öldüğü yazılı bulunmaktadır. Davanın ise, 25.3.2005 tarihinde açıldığı sabittir.Bilindiği üzere, muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı olarak açılacak davaların miras bırakanın ölümünden sonra açılmasının gerektiği tartışmasızdır. Nitekim, Türk Medeni Kanunu hükümleri uyarınca ölüm ile tereke intikal eder ve mirasçılar terekenin açılması ile hak sahibi olurlar. Öte yandan, her dava açıldığı tarihteki koşullara tabidir. Dava tarihinde davacı bakımından mirastan kaynaklanan bir hakkının doğmadığı açıktır. Miras bırakanın davadan sonra ölmüş olması da başlangıçta olmayan dava sıfatının sonradan tamamlandığını ve gerçekleştiğini göstermez. O halde, dava tarihi ve miras bırakanın ölüm tarihi gözetildiğinde davanın dinlenmesine yasal olanak bulunduğu söylenemez.Hal böyle olunca, dava açıldığı tarihte davacının sıfatı bulunmadığı gözetilmek suretiyle, davanın reddine karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme ile işin esası hakkında hüküm kurulmuş olması doğru değildir. Davalının temyiz itirazları bu sebeple yerindedir. Kabulüyle hükmün HUMK.'nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 3.4.2007 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.