Anasayfa /
İçtihat /
Yargıtay Karar No : 3616 - Karar Yıl 2007 / Esas No : 1820 - Esas Yıl 2007
MAHKEMESİ: AFŞİN ASLİYE HUKUK MAHKEMESİTARİHİ: 23/11/2006NUMARASI: 2002/232-517Taraflar arasında görülen davada;Davacı, Ç... köyü ile A.köyü sınırındaki 5100 m2’lik tarlanın davacı N...K...’nın .. parsel sayılı tapulu malı olduğunu, tapuyu hükmen edindiğini, aynı yerin ....parsel numarası ile A...köyü sınırları içinde Hazine adına da tescil edildiğini ve Hazinenin davacı K..’den ecrimisil istediğini ileri sürüp 444 no’lu parselin kapsadığı davalı tapusunun iptalini, istenilen ecrimisilin kaldırılmasını istemişlerdir.Davalı, ecrimisilin iptali isteminin idari yargının görev alanına girdiğini, mükerrer kayıt olduğuna dair bir bilgi ve delil bulunmadığını bildirip davanın reddini savunmuştur.Mahkemece, ecrimisilin iptali işleminin idari yargının görevi alanına girdiği, davacı Niyazi’nin eski tapu kaydına dayanan mülkiyeti nedeniyle üstün hakkının bulunduğu gerekçesiyle tapu iptali davasının kabulüne, ecrimisilin iptali isteminin reddine karar verilmiştir.Karar, davalı vekili tarafından süresinde temyiz edilmiş olmakla; Tetkik Hakimi raporu okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelendi, gereği görüşülüp düşünüldü.-KARAR-Dava, tapu iptali-tescil ve ecrimisil ihbarnamesinin iptali isteğine ilişkindir.Mahkemece,ihbarnamenin iptali isteğinin yargı yeri farklılığı sebebiyle reddine,tapu iptali-tescil davasının kabulüne karar verilmiştir.Gerçekten de, 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsili Usulü Hakkındaki Kanun Hükümleri gereğince Hazinenin davacı K.....çıkarttığı ecrimisil ihbarnamesinin iptali davalarında çözüm yerinin idari yargı olduğu gözetilmek suretiyle davanın reddine karar verilmiş olması doğrudur.Ancak, davacı N....nin açmış olduğu tapu iptal ve tescil istekli davanın takip edilmemesi sebebiyle 10.3.2005 tarihinde müracaata bırakıldığı ve 16.6.2005 tarihinde de harcı ikmal edilerek davanın yenilendiği görülmektedir. . Bilindiği üzere; H.U.M.K.'nun 409. maddesi uyarınca müracaata bırakılıp da 3 ay içinde yenilenmeyen davanın açılmamış sayılmasına karar verilmesi gerektiği tartışmasızdır.Anılan süre kamu düzeni ile ilgili olup mahkemece kendiliğinden gözetilmesi gerekli bir usul kuralıdır.Somut olayda,anılan süre içerisinde davanın yenilenmediği sabittir.Sonradan harç yatırılmak suretiyle davaya devam olanağı da bulunmamaktadır.Hal böyle olunca,davacı N..tarafından açılan davanın H.U.M.K.'nun 409. maddesi hükmü gereğince açılmamış sayılmasına karar verilmesi gerekirken yanılgılı değerlendirme ile işin esası hakkında hüküm kurulması doğru değildir.Hazinenin temyiz itirazı yerindedir.Hükmün açıklanan nedenden ötürü H.U.M.K.'nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA, 3.4.2007 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.